tag:blogger.com,1999:blog-88483103001112569752024-03-14T09:42:45.843+03:00Alpkan'ın bloğu!Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.comBlogger213125tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-46728093499455660552011-07-21T14:38:00.004+03:002011-07-21T14:43:54.434+03:00Evin ortasında havuz keyfi<span style="font-style:italic;">Erzincan'da bir vatandaş kavurucu sıcaklara ilginç bir çözüm buldu.<br /></span><br /><br /><span style="font-style:italic;">NOT: Bu haber <a href="http://www.ntvmsnbc.com/id/25234236/">alıntıdır</a>.<br /></span><br /><br />Erdin Yılmaz Peker, iki yıl önce Cumhuriyet Mahallesi 429 Sokak numara 23’te depreme dayanıklı, 160 metrekarelik tek katlı müstakil ev yaptırdı.<br /><br />Peker, 3 oda, 1 salondan oluşan evin 40 metrekarelik salonunundan ayırdığı 21 metrekarelik bölümünü ise 35 metreküp su alan havuza dönüştürdü.<br /><br />Peker, kış mevsiminde şark köşesi olarak kullandığı havuzun suyunu haftada bir değiştiriyor.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/-8i05XgqGzUM/TigQbEnCC5I/AAAAAAAAA9E/e36BoKQF_Mg/s1600/--1497930.hlarge.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 268px;" src="http://1.bp.blogspot.com/-8i05XgqGzUM/TigQbEnCC5I/AAAAAAAAA9E/e36BoKQF_Mg/s400/--1497930.hlarge.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5631769391306771346" /></a><br />Evde havuz olması nedeniyle misafirlerinin hiç eksik olmadığını belirten Peker, şunları söyledi:<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/-loaubudz4nU/TigQjhH67qI/AAAAAAAAA9M/u9lFdX6oCQc/s1600/110721havuz2.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 273px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-loaubudz4nU/TigQjhH67qI/AAAAAAAAA9M/u9lFdX6oCQc/s400/110721havuz2.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5631769536399863458" /></a><br />"Havuz daha çok evin dışında yapılıyor. Ben de evi yaptırırken önce bahçe içine düşündüm. Ancak bahçede temiz tutmak mümkün değil. Bu nedenle salondan bir bölümü havuz için yaptırdım. Böylelikle yazın serinleyebileceğimiz bir ortam oluştu. Kışın da bu alanı şark köşesi olarak değerlendiriyoruz. İşten geç geliyorum. Havalarda oldukça sıcak hemen salondan havuza geçip serinliyorum. Arsası ile birlikte 215 bin liraya mal olan evi satarsam, dubleks ev yapacak ve havuzu üst kata taşıyacağım."<br /><br /><table><tr><td width="125" height="73" style="width:125px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">facebook'ta paylaş</a></td></tr><br /> <tr><td width="51" style="width:55px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script type="text/javascript" src="http://platform.twitter.com/widgets.js"></script><a href="http://twitter.com/share" class="twitter-share-button" data-count="none" data-via="alpkankoca">Tweet</a></td></tr><br /> <tr><td style="width:105px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/plusone.js">{lang: 'tr'}</script><g:plusone></g:plusone></td></tr><br /></table>Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-51133960457841251482011-07-18T09:47:00.004+03:002011-07-18T09:54:59.749+03:00PKK’ya katılan ancak 7.2 yıl yaşıyor!<span style="font-style:italic;">PKK’nın dağ kadrosuna ilişkin ilk akademik çalışmanın verileri ortaya çıktı. Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ’un da alıntı yaptığı rapora göre dağdaki terörist ortalama 7.2 yıl yaşıyor, ölüm yaş ortalaması ise 26.3.<br /></span><br /><br /><span style="font-style:italic;">NOT: Bu haber <a href="http://www.ntvmsnbc.com/id/25233072/">alıntıdır</a>.<br /></span><br />Son eyleminde 13 askeri şehit eden PKK ilk eylemini 1984 yılında yaptı. Eruh’taki baskından bu yana tam 27 yıl geçti. Peki kim bu PKK’lılar? Bu soruya ilk kez akademik bir çalışmada yanıt verildi. 2009 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ yaptığı bir konuşmada ve son olarak yazdığı kitabında Türkiye Ekonomi Politikalar Araştırma Vakfı tarafından yapılan çalışmadan alıntılar yaptı. Vatan gazetesi, Nihat Ali Özcan’ın koordinatörlüğünde 2008-2009 yılları arasında hazırlanan çalışmanın detaylarına ulaştı.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/-h0Vu6ks2bV4/TiPYAc_MbvI/AAAAAAAAA88/ascMRLaW59k/s1600/pkk.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 253px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-h0Vu6ks2bV4/TiPYAc_MbvI/AAAAAAAAA88/ascMRLaW59k/s400/pkk.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5630581461436100338" /></a><br /><span style="font-weight:bold;">DAĞA ÇIKMA YAŞI 15</span><br /><br />Araştırmanın en çarpıcı sonucu çocuklarla ilgili. Örgüte katılım 15’inde başlıyor, en fazla katılım yüzde 15 ile 17 yaşında. Özcan özellikle taş atan çocuklara dikkat çekiyor: “15 yaşında bir çocuğun eğer abisi, ablası hayatını kaybsetmemişse; intikam duygusuyla hareket etmiyorsa en az 2 yıl propaganda etkisinde kalmış olmalı. Bu da propagandanın 13 yaşında başladığını gösteriyor. Bir başka ifadeyle taş atan çocuklar PKK’nın dağ kadrosu için havuz görevi görüyor. PKK ile taş atan çocukların bağlantısı kesildiğinde, PKK’nın insan kaynağı da büyük oranda kesilmiş olur.”<br /><br /><span style="font-weight:bold;">BÜYÜK ŞEHİRLER ASKERLİK ŞUBESİ GİBİ</span><br /><br />Araştırmaya göre katılımın yüzde 61’i Türkiye içinden, yüzde 39’u ise yurtdışından. Türkiye’de İstanbul yüzde 20 ile birinci sırada. Özcan bu durumu şöyle açıklıyor: “Büyük illeri PKK, askerlik şubesi gibi kullanıyor. Örneğin İzmir doğumlu olup örgütün dağ kadrosuna katılanların oranı çok düşük. Ama teröristlerin yüzde 6’sı buradan örgüte katılıyor. Örgüt büyük illere sanki bir network kurmuş ve girişler burada açılan kapılandan sağlanıyor.”<br /><br /><span style="font-weight:bold;">HAKKARİ GERÇEĞİ</span><br /><br />Katılımlarda ise yüzde 17 ile Diyarbakır birinci sırada. Mardin yüzde 12 oranına sahip. Hakkari yüzde 9 ile üçüncü. Ancak burada Nihat Ali Özcan Hakkari’ye ayrı bir parantez açıyor: “Hakkari’nin 2009 yılında nüfusu yaklaşık 250 bin. Ancak katılımın yüzde 9’u bu ilden. Oysa birinci olan Diyarbakır’ın aynı dönemde nüfusu yaklaşık 1 milyon 500 bin. Bu verilere göre Hakkari, coğrafi olarak izole olmuş bir il diyebiliriz. Kapalı coğrafyası yüzünden bu sonuç ortaya çıkıyor. Hatta Türkiye’ye değil, Irak ve İran ile daha fazla entegrasyonu bile var diyebiliriz.” İstanbul yüzde 3 ile 9. sırada.<br /><br /><span style="font-weight:bold;">KADINLAR 9.5 YIL YAŞIYOR</span><br /><br />PKK’nın dağ kadrosuna katılan bir terörist ortalama 7.2 yıl yaşıyor. Kadınlarda bu süre 9.5 yıl olurken erkeklerde 6.9 yıla iniyor. Örgütteki ölüm yaş ortalaması ise 26.3. Verilerin temelini ise çatışmalar ve dağ yaşamının zorlukları oluşturuyor.<br /><br /><span style="font-weight:bold;">KADINLAR MARDİN’DEN GELİYOR</span><br /><br />PKK’nın dağ kadrosuna katılımda, kadınların doğum yerlerine bakıldığında, Hakkari ve Mardin dikkat çekiyor. Özcan, ağır ekonomik ve sosyal baskı yüzünden katılımların bu illerde yüksek olmasına dikkat çekiyor.<br /><br /><span style="font-weight:bold;">YÜZDE 11 KADIN 5’TE BİRİ YABANCI</span><br /><br />Dağ kadrosunun yüzde 25’i yabancı. Yüzde 47 İranlı, 39 Suriyeli, 10 Iraklı, 3 Avrupalı. Dağ kadrosunun yüzde 11’i kadınlardan oluşuyor.<br /><br /><span style="font-weight:bold;">461 DENEK </span><br /><br />2 yıl süren araştırmada toplam 461 PKK’lı denek olarak kullanıldı. O dönemde dağda 5 bin PKK’lı olduğu düşünüldüğünde yüzde 8 modelleme yapılmış oldu.<table><tr><td width="125" height="73" style="width:125px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">facebook'ta paylaş</a></td></tr><br /> <tr><td width="51" style="width:55px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script type="text/javascript" src="http://platform.twitter.com/widgets.js"></script><a href="http://twitter.com/share" class="twitter-share-button" data-count="none" data-via="alpkankoca">Tweet</a></td></tr><br /> <tr><td style="width:105px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/plusone.js">{lang: 'tr'}</script><g:plusone></g:plusone></td></tr><br /></table>Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-69861260818555603352011-07-04T13:17:00.003+03:002011-07-04T13:24:27.415+03:00Yasak demek de yasak!<object style="height: 260px; width: 480px"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/GirpOf4Z4h0?version=3"><param name="allowFullScreen" value="true"><param name="allowScriptAccess" value="always"><embed src="http://www.youtube.com/v/GirpOf4Z4h0?version=3" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true" allowScriptAccess="always" width="480" height="260"></object><br /><br />Herhalde sansüre karşı verilen en komik tepkilerden biriyle karşı karşıyayız. Bazı kısımlarının halen yürürlükte olduğu, diğer kısımlarının ve bazı eklerin önümüzdeki günlerde hayatımızda yer alacağı yasaklar sinsilesine verilen en güzel tepkilerden biri.<br /><br /><br /><table><tr><td width="125" height="73" style="width:125px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">facebook'ta paylaş</a></td></tr><br /> <tr><td width="51" style="width:55px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script type="text/javascript" src="http://platform.twitter.com/widgets.js"></script><a href="http://twitter.com/share" class="twitter-share-button" data-count="none" data-via="alpkankoca">Tweet</a></td></tr><br /> <tr><td style="width:105px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/plusone.js">{lang: 'tr'}</script><g:plusone></g:plusone></td></tr><br /></table>Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-65951455026757480252011-06-30T12:33:00.003+03:002011-06-30T12:38:13.690+03:00Bilgisayar da hile yapar mı demeyin!<span style="font-style:italic;">Dünya Bilgisayarlar Arası Satranç Şampiyonası galibi Rybka'nın diğer yazılımlardan bilgi çaldığı ortaya çıktı.</span><br /><br />Dünyanın en iyi satranç oynayan bilgisayar programı olan, son dört yıldır Dünya Bilgisayarlar Arası Satranç Şampiyonası’nın (WCCC) galibi Rybka, diğer iki satranç programı Crafty ve Fruit’ten kopyalama yaptığı gerekçesiyle diskalifiye edildi.<br /><br />WCCC’nin arkasındaki yönetim yapısı olan Uluslararası Bilgisayar Oyunları Birliği (ICGA), Rybka’nın yaratıcısı Vasik Rajlich’in diğer satranç ustalarının çalışmalarını çalarak nasıl dört ‘haksız’ zafer elde ettiğini detaylarıyla anlattı. ICGA şimdi Rajlich’ten hem kupaları, hem de para ödülünü geri istiyor.<br /><br />BTnet.com.tr'nin haberine göre IBM’in Deep Blue bilgisayarının 1997 yılında Garry Kasparov’u yenmesinden beri bilgisayar satrancı dünyası hiç bu kadar karışmamıştı.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/-L4nEUO_ucTk/TgxDVcvM6fI/AAAAAAAAA8Y/bznX0pNF_0Q/s1600/110630-satrancbilgisayar.hlarge.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 233px;" src="http://4.bp.blogspot.com/-L4nEUO_ucTk/TgxDVcvM6fI/AAAAAAAAA8Y/bznX0pNF_0Q/s400/110630-satrancbilgisayar.hlarge.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5623944070449392114" /></a><br />ICGA’nın tüm iddiaları Rybka’nın Fruit ile benzerliklerine dayanıyor. Fruit, WCCC 2006’te ön sırada yer alan açık kaynak kodlu bir satranç motoru. Rybka ise ertesi yıl ortaya çıktı ve uzmanlara göre Fruit’in belirleyici bazı hareketlerini kullanıyor. Sonuçta ICGA Rybka’yı sadece Fruit’i kopyaladığı için diskalifiye etmekle kalmadı. ICGA. Rajlich’in motorunun orijinal olduğuna dair iddialarından duyduğu rahatsızlığı da ortaya koydu.<br /><br />PARA HIRSI MI?<br />Vasik Rajlich, MIT mezunu uluslararası bir satranç şampiyonu. Hem parlak bir satranç oyuncusu hem de mühendis olması, Rybka’nın diskalifiye edilmesinin ne kadar adaletli olduğu konusunda akıllarda soru işareti yaratıyor. Ama sonuçta Rajlich kaynak kodunu erişilebilir kılmadığı sürece, ICGA için de Crafty ve Fruit’ten hırsızlık yaptığından tam olarak emin olmasını imkansız hale getiriyor.<br /><br />Eğer Rajlich gerçekten Crafty ve Fruit’i kopyaladıysa, bunun sebebinin muhtemelen finansal olduğu düşünülüyor. Sonuçta Rybka ticari bir yazılım ve onun en iyi satranç programı olarak dünya çapında ün kazanması beraberinde parayı da getiriyor.<br /><br />Ama içinde bulunulan durum da çok ilginç. Çünkü Rybka WCCC’den atıldı, ICGA da diğer turnuvalara Rybka’nın girişini engellemeleri çağrısı yapıyor. Bu tabloda Rajlich ve tüm Rybka ekibinin isimlerini temize çıkarmalarının tek yolu kaynak kodunu göstermeleri. Ama bu da finansal olarak zor bir adım demek.<br /><br /><a href="http://www.ntvmsnbc.com/id/25228080/">Alıntıdır.</a><br /><br /><table><tr><td width="125" height="73" style="width:125px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">facebook'ta paylaş</a></td></tr><br /> <tr><td width="51" style="width:55px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script type="text/javascript" src="http://platform.twitter.com/widgets.js"></script><a href="http://twitter.com/share" class="twitter-share-button" data-count="none" data-via="alpkankoca">Tweet</a></td></tr><br /> <tr><td style="width:105px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/plusone.js">{lang: 'tr'}</script><g:plusone></g:plusone></td></tr><br /></table>Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-46628756794103639812011-06-28T12:27:00.021+03:002011-06-29T14:55:47.061+03:00En beğendiğim kasem(yemin)!<table><tr><td width="125" height="73" style="width:125px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">facebook'ta paylaş</a></td></tr><br /> <tr><td width="51" style="width:55px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script type="text/javascript" src="http://platform.twitter.com/widgets.js"></script><a href="http://twitter.com/share" class="twitter-share-button" data-count="none" data-via="alpkankoca">Tweet</a></td></tr><br /> <tr><td style="width:105px !important; height:15px; vertical-align:bottom;"><script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/plusone.js">{lang: 'tr'}</script><g:plusone></g:plusone></td></tr><br /></table><br />Bu ara bir yemin tartışmasıdır sürüp gidiyor. Ben de twitter'da gezerken dünden bugüne süregelen yeminlerin yer aldığı bir makaleye rastladım. Aralarında en güzeli Osmanlı Meclisi Mebusan'ın yeminiydi.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/-ASkR1TkZPr0/Tgmk33yWiGI/AAAAAAAAA8E/Nq21IwhK6K8/s1600/yemin.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 245px;" src="http://1.bp.blogspot.com/-ASkR1TkZPr0/Tgmk33yWiGI/AAAAAAAAA8E/Nq21IwhK6K8/s400/yemin.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5623206889523677282" /></a><br />"Zat-ı Hazret-i Padişahîye ve vatanıma sadakat ve kanun-i esasi ahkâmına ve uhdeme tevdi olunan vazifeye riayetle hilafından mücanebet eyleyeceğime kasem ederim" <br /><br />Bakmak isterseniz aşağıda tüm yeminlerin yer aldığı <a href="http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/turkiyenin-yemin-rehberi.html">linki</a> paylaşıyorumAlpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-61394906879887721982011-04-20T16:40:00.006+03:002011-04-20T16:52:46.324+03:00Jessie J - Price Tag<a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">Durma paylaş!</a><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><br /><br />Biliyorum belki biraz eskimiş olabilir ama bugün kulağıma ve ağzıma feci takıldı Jessie J.'nin "Price Tag" şarkısı ben de duramadım paylaşayım dedim. Buyurun izleyin ey blog okuyucularım ;)<br /><br /><iframe title="YouTube video player" width="440" height="330" src="http://www.youtube.com/embed/qMxX-QOV9tI" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-7061121990823437782011-04-20T13:46:00.010+03:002011-04-20T14:29:45.189+03:00"Bulut"ta veri depolamak ve paylaşmak artık hayal değil<a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">Durma paylaş!</a><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/-5EcUvx4a9eE/Ta7ARKTCEQI/AAAAAAAAA7Q/S94PDhTtoCQ/s1600/Dropbox.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 460px; height: 164px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-5EcUvx4a9eE/Ta7ARKTCEQI/AAAAAAAAA7Q/S94PDhTtoCQ/s400/Dropbox.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5597622787922596098" /></a><br />Bulut teknolojisi yavaş yavaş hayatımıza girmek için çabalarken, sektörler de teker teker "Bulut"a geçmeye başladı. <br /><br />"Bulut"un en uç noktası olarak gösterilen "Bulut" İşletim Sistemlerini kullanmamıza daha zaman var ama neden bu süre içinde en çok kullandığımız dosyalarımızı kendi "Bulut" klasörümüze koyup istediğimiz zaman istediğimiz yerden istediğimiz araçla erişmeyelim ki!<br /><br />İşte bu noktada devreye "Dropbox" giriyor. Çoklu işletim sistemi desteği sayesinde özele değil genele hitap etmeyi hedefleyen "Dropbox" 25 Milyon kullanıcıyı aşmış durumda. "Dropbox" sayesinde 2GB kapasiteli bir "Bulut" klasörünüz oluyor. Bu sizin için belirlenmiş ücretsiz kapasite tabi ki. Eğer daha fazla "Bulut" diyorsanız "Dropbox"a aylık belirli ücretleri bayılıp 50GB ve 100GB kapasiteye geçiş yapabiliyorsunuz.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/-EaqivNUCtqY/Ta7ApbQzAcI/AAAAAAAAA7Y/i-UAItlHw08/s1600/Dropbox2.png"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 250px; height: 250px;" src="http://1.bp.blogspot.com/-EaqivNUCtqY/Ta7ApbQzAcI/AAAAAAAAA7Y/i-UAItlHw08/s400/Dropbox2.png" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5597623204793483714" /></a>"Dropbox"un sitesine gidip ücretsiz olarak kurulum dosyasını indiriyorsunuz. Daha sonrasında size gösterilen yolu takip ederek, eğer yoksa, yeni bir "Dropbox" hesabı oluşturuyorsunuz hem de programı bilgisyarınıza kurup "Bulut" klasörünüzü masaüstüne yerleştiriyorsunuz.<br /><br />Bundan sonrası ise çok kolay; isterseniz okumaya devam edin ya da bırakıp "Dropbox"un sitesinde videosunu izleyin.<br /><br />Paylaşmak istediğiniz verileri 2 şekilde paylaşabiliyoruz.<br /><br />İlk olarak bu dosyayı masaüstünüzde yer alan "Bulut" klasörüne koyabilirsiniz ya da evden uzaktaysanız dropbox.com sitesine giderek dosyayı web sitesi üzerinden "Bulut" klasörünüze yükleyebilirsiniz. Bu kadar basit, şimdi sadece arkada çalışan "Dropbox"un upload işlemlerini tamamlaması için ona biraz zaman tanımanız gerekiyor.<br /><br />İşte bu kadar basit! Ne paylaşmak istiyorsanız "Bulut" klasörünüzün içinde ve "Dropbox" yüklerken oluşturduğunuz hesap sayesinde bu klasör web üzerinde sizin için erişime açık.<br /><br />İsterseniz varolan kalasörleri de arkadaşlarınıza e-mail yoluyla davetiye yollayarak paylaşabilirsiniz.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/-Q8BcPUMx3co/Ta7A3K6ZQrI/AAAAAAAAA7g/k8raS3F8E98/s1600/Dropbox3.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 250px; height: 198px;" src="http://2.bp.blogspot.com/-Q8BcPUMx3co/Ta7A3K6ZQrI/AAAAAAAAA7g/k8raS3F8E98/s400/Dropbox3.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5597623440922722994" /></a>Ayrıca "Dropbox" mobil uygulamalar konusunda da önde gidiyor. Bir çok mobil işletim sistemi için uygulaması hazır ve çalışır durumda.<br /><br />Ben de yeni yeni kullanmaya ve keşfetmeye başladığım "Dropbox"ı ileride daha uzun uzun anlatacağım gibi gözüküyor. <br /><br />Takipte kalın, birşey kaçırmayın ;)Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-80440666062991153952011-04-11T13:41:00.004+03:002011-04-11T13:48:18.972+03:00Ya Düşerse!<a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">Durma paylaş!</a><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><br /><br />Uzun zamandır sinirimi bozan bir şey City's de tavandan sallanan papatya etekli manken! Yazayım da kurtulayım dedim. Yaklaşık 1 ay önce koydular mankeni oraya. Tamam koydunuz, eminim güvenlik önlemi de almışsınızdır ama kaçırdığınız bir nokta var! Milyonda bir de olsa o mankenin aşağı düşmesi olası ve mankenin altında üzeri cam tavan olan bir restaurant var.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/-p67CuLogs2E/TaLb9myKgAI/AAAAAAAAA7I/VYO93xRstj0/s1600/11042011213.jpg"><img style="float:center; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="http://1.bp.blogspot.com/-p67CuLogs2E/TaLb9myKgAI/AAAAAAAAA7I/VYO93xRstj0/s400/11042011213.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5594275538577031170" /></a><br />Benim her City's e gittiğimde sinirimi bozuyor. Kamuoyu buradan duysun diye yazayım dedim. <br /><br />Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum...Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-45372143627795515732011-04-10T23:02:00.009+03:002011-04-10T23:35:56.893+03:00Gitsek mi gitmesek mi derken işte Marmara FORUM'daydık!<a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">Durma paylaş!</a><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/-essDvxpzIlE/TaITsenIKnI/AAAAAAAAA7A/rH0xx05wfuk/s1600/marmara_forum_avm1251.jpg"><img style="float:left; margin:10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 240px; height: 120px;" src="http://2.bp.blogspot.com/-essDvxpzIlE/TaITsenIKnI/AAAAAAAAA7A/rH0xx05wfuk/s400/marmara_forum_avm1251.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5594055341999925874" /></a>Marmara FORUM'daydım---<br /><br />Uzun zamandır gitsek mi diye düşündüğümüz bir yerdi Marmara FORUM. İlk hafta kalabalık olur dedik gidemedik. Sonraki hafta hava bozdu yine gidemedik. Bu hafta da gitmemeye karar vermiştik çünkü dışarıda berbat bir Nisan Pazar'ı vardı. Sabahtan beri yağmur yağıyordu. Tam durdu dedik ardında dolu ve deli gibi bir yağmur silsilesi daha başladı. Neyse Allah'tan hava düzeldi sonrasında da biz karar değiştirip Marmara FORUM'a doğru yol aldık. <br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/-pf_5OshCMyc/TaIS91AG5YI/AAAAAAAAA6w/lBobP013vsc/s1600/SATURN_FORUM_MARMARA_AVM_1-300x199.jpg"><img style="float:right; display:block; margin:10px; text-align:right;cursor:pointer; cursor:hand;width: 300px; height: 199px;" src="http://2.bp.blogspot.com/-pf_5OshCMyc/TaIS91AG5YI/AAAAAAAAA6w/lBobP013vsc/s400/SATURN_FORUM_MARMARA_AVM_1-300x199.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5594054540556428674" /></a>En akıllı yöntem olarak tramvaya atlayıp Zeytinburnu'na gittik ve dolambaçlı üst geçitlerden geçerek, ki bu üst geçitler aynı Metrobüs durakları gibi kalabalık ve dardı, Marmara FORUM'a ulaştık. Aslında Marmara FORUM'un otoparkına yani ofis binasının olduğu bölüme ulaşmıştık. Ofis binasının altında dev bir Bauhaus ve Saturn bulunuyor. Oraları turladıktan sonra yine labirent gibi yerleştirilmiş ve malasef çalışmayan(!) yürüyen merdivenlerden ilerleyerek Marmara FORUM'un asıl binasına ulaştık.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/-irFa0D0IONI/TaIS9lqcSHI/AAAAAAAAA6o/VU38AMPn2Qo/s1600/marmara-forum-zb.jpg"><img style="float:left;display:block; margin:10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 200px;" src="http://3.bp.blogspot.com/-irFa0D0IONI/TaIS9lqcSHI/AAAAAAAAA6o/VU38AMPn2Qo/s400/marmara-forum-zb.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5594054536439023730" /></a>Marmara FORUM'un içi bize FORUM İstanbul'u anımsatmadı değil ve FORUM İstanbul daha doyurucu bir AVM olduğundandır herhalde ki Marmara FORUM bizde hoş bir tat bırakmadı denebilir. İstanbul FORUM'a uzak olanlar için belki bir seçenek olabilir ama yine de ulaşımın zor olduğunu belirtmek lazım. Toplu taşıma imkanlarından en az seviyede faydalanıyor Marmara FORUM ama içerideki mağaza çeşitliliği güzel. İnsan aradığı her şeyi tek bir çatı altında bulabiliyor. Hatta aynı kategorideki bir kaç rakip mağazanın AVM'de bulunması size anlık karşılaştırma ve fiyat takibi imkanı bile sağlıyor.<br /><br />Ancak içeride hala yapım aşamasında olan mağazalar da var. Beyoğlu Demirören'in tozunu hatırlatan bir toz da mevcut Marmara FORUM'da.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/--D9CpoVQ7Xo/TaIS-ObAv_I/AAAAAAAAA64/KgPW-4h6H0I/s1600/86456_marmara_forum.jpg"><img style="float:center;display:block; margin:10px; text-align:left;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 269px;" src="http://1.bp.blogspot.com/--D9CpoVQ7Xo/TaIS-ObAv_I/AAAAAAAAA64/KgPW-4h6H0I/s400/86456_marmara_forum.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5594054547380158450"/></a><br /><br />Bence yakınsanız siz de bir gidin görün derim. Ama özellikle gidilmez Marmara FORUM'a. Daha güzel yerler ve daha çok seçenek sunan AVM'ler var sonuçta. Ben tercihimi İstanbul FORUM'dan yana kullanmaya devam edeceğim.<br /><br /><br /><br />Size de iyi alışverişler diliyorum, yorum bırakmayı unutmayın ;)Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-9149830168593171432011-01-29T13:04:00.003+02:002011-01-29T13:25:05.349+02:00Haftasonu ne yapsak diyenlere...<a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">Durma paylaş!</a><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><br /><br />Bir haftasonu daha geldi ve herkes ne yapsak derdinde. Ben bir öneride bulunayım dedim sizler için. Haftasonunu maç izleyerek ve nargile içerek geçirmek isterseniz sizlere Ali Baba Nargile Kafe'ye gitmenizi öneririm. Ali Baba çok meşhur bir mekan, özellikle nargilesi ile. Mekan aynı zamanda çok da otantik özelliklere sahip. Duvarlarında ise bir sürü ünlü ve devlet adamının mekanda çekilmiş fotoğraflarını görmek mümkün. <br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TUP4qxzuH-I/AAAAAAAAA50/qTUbSGoodvc/s1600/ali%2Bbaba%2Bnargile.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 270px;" src="http://3.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TUP4qxzuH-I/AAAAAAAAA50/qTUbSGoodvc/s400/ali%2Bbaba%2Bnargile.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5567566978168528866" /></a><br />Fiyatlar açısından çok da uçuk kaçık bir listeye sahip olmasa da ısrarcı garsonlar arada rahatsız ediyor. "Çay içer misiniz?" ve "Bir şey ister misiniz?" soruları devamlı kulaklarınızda :) Ama nargilenin köz yenilemesi ise mükemmel. Resmen verdiğiniz paranın kat be kat karşılığını alıyorsunuz. Gerek tat gerek de süre bakımından nargilesi bugüne kadar gördüğüm en güzel nargile diyebilirim.<br /><br />Mekan Tophane'de bulunuyor ve ulaşımı çok kolay. Zeytinburnu-Kabataş tramvay hattında bulunan Tophane durağında inip denize doğru yürürseniz karşınızda bulacaksınız Ali Baba'yı.<br /><br />Sizlerden fikirlerinizi bekliyorum, eğer gidip nargilesini tadarsanız görüşlerinizi paylaşmayı unutmayın.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-17858067264163078472011-01-27T15:56:00.009+02:002011-01-29T13:24:31.018+02:00Maskeliler<a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">Durma paylaş!</a><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><br /><br />Bu aralar tüm gönderilerim tiyatro ile ilgili. Doğrusunu söylemek gerekirse bunun sebebi haftasonlarımı tiyatrolarda geçirmeyi tercih etmem. Bu seferki yazım Devlet Tiyatrosu ile ilgili değil. Hazır İstanbul'a gelmişken farklı seçenekleri değerlendirmek lazım dedim ve evime en yakın sahne olan İstanbul Şehir Tiyatroları'nın F. Reşat Nuri Sahnesi'ne "Maskeliler"i izlemek için gittim. <br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TUF65oJvr0I/AAAAAAAAA5k/oUNprIwK8Ig/s1600/3896644550_a9165f7336.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 266px;" src="http://1.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TUF65oJvr0I/AAAAAAAAA5k/oUNprIwK8Ig/s400/3896644550_a9165f7336.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5566865744856067906" /></a><br />Oyunda Sedar Orçin, Levent Üzümcü ve Mehmet Gürhan rol almakta. "Maskeliler"in konusuna gelirsek, Filistinli üç erkek kardeşin, savaşın ortasında yaşadıkları hesaplaşma süreci diyebiliriz. Maskeliler ayrıca, savaşın, kardeşlik bağlarını bile koparan ezici baskısına, insanları nefret ve şiddet içinde birbirlerinden uzaklaştırmasına çok iyi bir örnek olarak ve ilk kez bir “karşı bakışla” işlenerek sahneleniyor.<br /><br />Seyircinin kafasında bir sorgulama süreci başlatılabilecek kadar gerilimli, güncel ve politik bir oyun MASKELİLER..<br /><br />Oyunda en çok ilgimi çeken sahnenin düzeniydi. Çok iyi bir dekor yapılmış, ayrıca sahnede yer alan canlı hayvanlar ise başka bir ilgi çekici noktaydı. <br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TUF7b75vsjI/AAAAAAAAA5s/mJdPqRbh7oM/s1600/a637c36f-d64f-4d9a-9f33-ce309a9dd329-444x333.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TUF7b75vsjI/AAAAAAAAA5s/mJdPqRbh7oM/s400/a637c36f-d64f-4d9a-9f33-ce309a9dd329-444x333.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5566866334273221170" /></a><br />Birazda İBB Şehir Tiyatroalrı'nın kendi sitesinde yer alan açıklamalara bakalım:<br /><br /><span style="font-style:italic;">Yıl 1990. Yer Filistin... İsrail tarafından işgal edilmiş Samarya'da bir köy. Özelinde İsrail-Filistin Savaşı'ndan hareketle, savaşların yarattığı kuşku, nefret ve şiddet toplumunda, bireylerin acıları, yok olan sevgileri, dostlukları. Hayatta kalabilmek için yapılan uzlaşmalar. Bu uzlaşmalar nerede son buluyor? İşbirlikçilik nerede başlıyor? Maskeliler, üç erkek kardeşin birbiriyle hesaplaştıkları savaş ortamında bir kardeşlik öyküsünü anlatıyor. Seyircinin kafasında bir sorgulama süreci başlatılabilecek kadar gerilimli, güncel ve politik bir oyun olan Maskeliler, temalarını Filistin gerçekliğinde, üstelik bir İsraillinin kaleminden aktarıyor.</span><br /><br />Hepinize iyi seyirler diyorum ve "Maskeliler" ile ilgili görüşlerinizi bekliyorum...Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-70880573948054733502010-12-05T03:39:00.006+02:002010-12-05T03:53:31.272+02:00Kadın Sığınağı<a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">Durma paylaş!</a><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TPrvhOjhfaI/AAAAAAAAA40/Ub_DtXT2YJ0/s1600/oyun1007afis.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 235px; height: 275px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TPrvhOjhfaI/AAAAAAAAA40/Ub_DtXT2YJ0/s400/oyun1007afis.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5547009245182000546" /></a>29 Ekim tatilinde ikinci DT maceram olarak <span style="font-weight:bold;">Küçükçemece Cennet Kültür Merkezi</span>'nde sahnelenen "Kadın Sığınağı"nı izleme fırsatı buldum ama bir türlü yazamadım. Resmen 1 aydan fazla bir zaman geçmiş ama yazayım yine de.<br /><br />"<span style="font-weight:bold;">Kadın Sığınağı</span>" tamamen kadınlardan oluşan deneyimli bir kadrosuyla bizlere yabancı olmadığımız hikayeler anlatarak kimi zaman güldüren kimi zaman ise düşündüren bir oyun. Güçlü bir kadrosu var oyunun. En tanıdık isim "<span style="font-weight:bold;">Kaynanalar</span>"ın Döndü'sü Defne YALNIZ. Oyunda anlatılan hikayeler gazetelerin 3. sayfalarında her gün okuduğumuz haberler olduğundan seyirciyi de oyunun içine çekiyor. <br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TPrvoH-W7OI/AAAAAAAAA48/ddBDv2j-W1o/s1600/1288271364.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="http://3.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TPrvoH-W7OI/AAAAAAAAA48/ddBDv2j-W1o/s400/1288271364.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5547009363674590434" /></a><br />Genel anlamda çok beğendiğim bir oyun oldu. Herkese tavsiye ederim. Bu arada değinmeden geçemeyeceğim; Cennet Kültür Merkezi yer açısından "ilginç" bir semtte bulunmasına rağmen iç mekan olarak çok tatmin edici durumda. Bugüne kadar gittiğim en iyi DT salonu diyebilirim hatta.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TPrvuHIlbQI/AAAAAAAAA5E/Wz2kOqUlO88/s1600/kadin_siginagi3.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TPrvuHIlbQI/AAAAAAAAA5E/Wz2kOqUlO88/s400/kadin_siginagi3.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5547009466528263426" /></a><br />Şimdi sizleri oyunun profesyonel özetiyle başbaşa bırakıyorum.<br /><br />Tiyatrolu günler...<br /><br /><span style="font-style:italic;">Alıntıdır, orijinal yazıya <a href="http://www.devtiyatro.gov.tr/web/oyunlar/oyun1007.html">buradan</a> ulaşabilirsiniz...</span><br /><br />Farklı nedenlerden, bir kadın sığınma evine toplanmış kadınların yaşamlarından kısa bir günün anlatıldığı bu oyun, gazetelerin 3. Sayfalarında okuduğumuz hayatları gözler önüne sererek, kadına yönelik şiddeti ve istismarı sorgulamaktadır.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-41990479030739594602010-10-31T00:15:00.005+03:002010-10-31T00:20:41.125+03:00Zam tepkisi...<a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">Durma paylaş!</a><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><br /><br />Paylaşamadan geçemeyecektim; dünkü Radikal'de Cüneyt Özdemir'in Mehmet Şimşek'in yeni yapılan alkollü ürünlerdeki ÖTV artışına yorumlarına ilişkin yazısı ya da daha doğrusu notu çok hoşuma gitti. İşte o cümleler :<br /><br /><br /><span style="font-style:italic;"><span style="font-weight:bold;">Mehmet Şimşek kendilerine ek gelir getirmese de sağlığımızı düşündüğü için içkiye % 30 zam yaptıklarını gülerek muştuladı. Haberi duyunca oturdum ağladım. Devletin vatandaşını bu kadar içten düşündüğü daha duygusal bir an olabilir mi! Eskiden zam yaparken bakanlar utanırdı. Şimdi ise dalgalarını geçiyorlar. Yoksa ciddi mi!? O zaman çek elini benim sağlığımın üzerinden devlet baba. Zamlarla sağlığımı koruyacaksan hiç koruma…</span></span><br /><br /><a href="http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1026406&Yazar=C%DCNEYT%20%D6ZDEM%DDR&Date=30.10.2010&CategoryID=97">Cüneyt Özdemir</a>Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-65974485875284594132010-10-23T02:13:00.006+03:002010-10-23T02:47:04.207+03:00DT ile yeniden...<a name="fb_share" type="button_count" href="http://www.facebook.com/sharer.php">Durma paylaş!</a><script src="http://static.ak.fbcdn.net/connect.php/js/FB.Share" type="text/javascript"></script><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TMIgdXFQzeI/AAAAAAAAA4o/dVHFc62pEhs/s1600/www.devtiyatro.gov.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 149px; height: 94px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/TMIgdXFQzeI/AAAAAAAAA4o/dVHFc62pEhs/s400/www.devtiyatro.gov.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5531018981148773858" /></a> İzmir'de son günlerimi yaşarken vakit ayırabildiğim DT (Devlet Tiyatroları) ile birlikteliğim İstanbul'a yerleşmem ile birlikte yeniden başladı. İlk olarak geçen hafta Atlas Pasajı'ndaki İstanbul Küçük Sahne'de oynanan "Bedensiz Kadın" oyununa gitme fırsatı buldum.<br /><br />İstanbul'daki ilk DT tecrübem oldu. Sahne eski ama sıcacıktı. Hem içiniz ısınıyor manasında hem de havasızlık manasında sıcaktı. İnternetten aldığım biletimi samimi bir görevliden teslim aldıktan sonra yerime geçtim ve oyunu izlemeye başladım. Dekorlar ve dekorların düzenlenişi daha ilk dakikadan beni çok etkiledi. Aslında oyunu senaryo olarak pek de etkili bulmuş olmasam da, Mate Matisic'in "Bedensiz Kadın"ı insanın aklına hiç düşünmediği soruları getirtebiliyor. Oyunda yüzeysel olarak değinecek olursam, bir askerin yaptığı hatalarla bu dünyadan göçmeden önce baş etmeye çalışması ve kendini Tanrı'ya affettirme çabaları konu alınmış. Aşağıda daha geniş bir özeti bulabilirsiniz.<br /><br />Ne yazık ki oyunla ilgili gerek DT'nin kendi sitesi gerekse internet üzerinde detaylı bir bilgi bulmak güç. Bu yüzden resim koyamadım zaten. Nedense oyundan çıkarken de aklıma bir broşür alıp size bir kaç not düşebilme fırsatını yakalamak gelmedi. ( Bunda içerisinin havasızlığından kurtulmak için koşa koşa kendimi İstiklal'e atmam en büyük sebep herhalde :> )<br /><br />Oyunda beni en çok etkileyen kısım çözüm kısmıydı. Herkesin sonuna kadar izleyip görmesi gereken bir oyun sergilendi çözümde. Ayrıca sahne arkası ekibin performansı da görülmeye değerdi.<br /><br />Bu kadar tüyo ve bilgiden sonra sizleri oyunun gitmeden önce okuduğum tek yorumla baş başa bırakıyorum. Eğer sizde "Bedensiz Kadın"a gitmek isterseniz biletinizi <a href="http://www.mybilet.com/dtgm.php?eventcity=1">buradan da</a> alabilirsiniz.<br /><br />Tiyatrolu günler...<br /><br /><span style="font-style:italic;">Alıntıdır, orijinal yazıya <a href="http://www.sehirkedisi.com/sehir-rehberi/sahne-sanatlari/tiyatro/bedensiz-kadin.htm">buradan</a> ulaşabilirsiniz...</span><br /><br /><span style="font-weight:bold;"><span style="font-style:italic;">Ülkemizde yeni yeni tanınmaya başlayan Hırvat tiyatrosu yazarlarından Mate Matisic’in Bosna savaşının ardından kaleme aldığı ilginç bir oyunu. Orta yaşlı bir fahişe, emekli bir asker ile temizlenmek istenen vicdan azapları ve korkunç savaş suçlarıyla lekelenmiş bir beden. Komedi ve dramın iç içe geçtiği oyun, Hırvat tarafından olaya bakmasına rağmen, savaşta hiçbir tarafın yeterince temiz olmadığını da gözler önüne sermektedir</span></span>Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-15973302349778821092010-04-18T13:13:00.005+03:002010-04-18T13:26:12.163+03:00"Tweetle" raflarda :P<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8rd-2yYTmI/AAAAAAAAA3c/P4eEETHPRzA/s1600/twitter_logo.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 74px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8rd-2yYTmI/AAAAAAAAA3c/P4eEETHPRzA/s200/twitter_logo.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5461421570068598370" /></a>Bu aralar <span style="font-style:italic;">Twitter</span> hayatımıza her alanda girdi. Ben de dahil birçok arkadaşım güzel bir mikroblog uygulaması olan <span style="font-style:italic;">twiter</span>'dan sosyal durumlarını paylaşıyorlar. Bu durumu farkeden bir İngiliz girişimci ilginç bir icada imza attı. İcada, İngilizce su ısıtıcısı anlamına gelen, "<span style="font-weight:bold;">Kettle</span>" kelimesi üzerinde yapılan kelime oyunuyla "<span style="font-weight:bold;">Tweetle</span>" adı verildi. Tweetle, suyu kaynattığı zaman twitter’a mesaj gönderiyor, takipçilerine ne kadar enerji harcandığını bildiriyor. <br /><br />İyi Pazaralar, A.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8rdyo4P3vI/AAAAAAAAA3U/i7AUU6Tyz5I/s1600/article-1270715361872-090BBE7B000005DC-207854_636x300.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 189px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8rdyo4P3vI/AAAAAAAAA3U/i7AUU6Tyz5I/s400/article-1270715361872-090BBE7B000005DC-207854_636x300.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5461421360176684786" /></a><br />İcad fazla takipçiye sahip olamayacak gibi gözükse de, imalatçıların <span style="font-weight:bold;">75£</span>'a mal olan ürünün üretimi için rekabet ettiğini belirtti. Plastikten üretilen Tweetle’ın tabanında internet bağlantısı için modül var. Cihazda bağlantıyı sağlayan bir program bulunuyor. Aynı konseptin mutfak aletlerinde kullanılabileceği düşünülüyor.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-56840347668091048792010-04-13T20:44:00.005+03:002010-04-13T21:03:29.161+03:00Bu kadın bizi seviyor!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8SxWfg3mnI/AAAAAAAAA3M/iYu3oSvpwEA/s1600/2be96q.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 217px; height: 314px;" src="http://3.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8SxWfg3mnI/AAAAAAAAA3M/iYu3oSvpwEA/s400/2be96q.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5459683648254483058" /></a>Bu haftasonu yine tiyatrodaydım. Uzun zamandır gitmiyordum, farkettim ki pek bir özlemişim. Şimdi hasret gideriyorum işte. Konumuza gelirsek, geçen haftasonu Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi'nde sergilenen "<span style="font-weight:bold;">Dona Agata'nın Kaçırılışı</span>" adlı oyunda bol bol güldüm ve bir o kadar da düşündüm.<br /><br /><span style="font-style:italic;">Oyun 4 kafadarın fakirliklerine çare olarak kaçırdıkları bayan Agata için istedikleri fidye ve bundan sonra gelişen konuları anlatıyor. Oyun 2 perde ve hakikaten izlediğiniz her dakikaya değiyor. Oyunda öne çıkan taşlamalar zengin ve kültürlü Dünya'ya yapılıyor. Her türlü imkana sahip olmalarına rağmen sevgiden yoksun olan bu kesimin ihtiyaç duyduğu sevgiyi fakir ama mutlu olan kişilerde yakalaması örneklendiriliyor.</span><br /><br />Dona Agata'yı canlandıran <span style="font-style:italic;">Füsun Masri</span> ve "Şair" rolündeki <span style="font-style:italic;">Rüçhan Gürel</span> oyunculuklarıyla göz doldurdular. Uzun lafın kısası herkesin izlemesi ve eğlenmesi gereken bir oyun "<span style="font-weight:bold;">Dona Agata'nın Kaçırılışı</span>".<br /><br />Şimdi bir de oyundan karelere bakalım;<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://3.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8SwuuICw9I/AAAAAAAAA28/U-qBlXRh-x8/s1600/oyun0816_03.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 266px;" src="http://3.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8SwuuICw9I/AAAAAAAAA28/U-qBlXRh-x8/s400/oyun0816_03.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5459682964982121426" /></a><span style="font-weight:bold;">Oyundan kareler; meraklı komşularını evde bulunan halının hikayesine inandırmaya çalışan 2 kafadar...</span><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8SxHXQ5M7I/AAAAAAAAA3E/EixyLq7fdf4/s1600/oyun0816_01.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 266px;" src="http://1.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8SxHXQ5M7I/AAAAAAAAA3E/EixyLq7fdf4/s400/oyun0816_01.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5459683388341957554" /></a><span style="font-weight:bold;">Oyundan kareler; dört kafadar Dona Agata'ya ne yapacakları konusunda tartışıyor...</span>Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-56300215401181354482010-04-13T20:24:00.004+03:002010-04-13T20:40:35.454+03:00Ne alemdeyim, bilmiyorum?Tez, toplantılar, <span style="font-weight:bold;">KOSGEB</span>, seminerler, paneller derken hayatım İzmir - Urla - İYTE arasında bir sürünüşe dönüşmüş durumda. Cidden tükenmek üzereyim ama inançlıyım bunlarda geçecek bir gün. <br /><br />Bu hafta <span style="font-weight:bold;">KOSGEB</span> yok o yüzden biraz olsun soluklanıyorum denebilir. Bu arayı Bursa'ya giderek değerlendireyim dedim kendimce. Bu arada tiyatro maceralarım da devam ediyor. Geçen hafta cumartesi Karşıyaka'daydım. En kısa zamanda sizlere yazacağım bu oyunu da. Mesela 10 dk sonra. <span style="font-style:italic;">:)</span><br /><br />Artık son demlerimi yaşıyorum İzmir'de, en azından şimdilik planlarım bu yönde. Bu yüzden bir işe koyuldum ve İzmir'i fotoğraflamaya çalışıyorum hatıra olması babında. Hiç üşenmeden anı yakalamak için çaba harcıyorum. Her adımda duruyor ve güzel olanı yakalamaya çalışıyorum. Aşağıda bir örnek koyacağım sizlere, bakalım hoşunuza gidecek mi? Profosyonel olarak hiçbir iddaamın olmadığını da belirteyim bu arada. Amaç sadece anı yaratmak.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8SsUGEXxII/AAAAAAAAA20/fpC283b6H2s/s1600/%40%C4%B0zmir+-+Nisan+3-4+(20).JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 226px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S8SsUGEXxII/AAAAAAAAA20/fpC283b6H2s/s400/%40%C4%B0zmir+-+Nisan+3-4+(20).JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5459678109506192514" /></a><br />Benden bu kadar şimdilik. Bunu bile nasıl yazabildim bilemiyorum. Bu arada son bir haber benden, yakında Erasmus ve tez konularım hakkında daha çok yazacağım buraya. Artık insanların sorularına birer "blog" linki atarak cevap vermek güzel olacak gibi gözüküyor.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-15642351469201585892010-04-04T01:41:00.001+03:002010-04-13T21:04:03.911+03:00Aylardan Eylül, günlerden Cumartesi...Uzun zamandır gitmek istedğim tiyatroma bu akşam kavuşmak nasip oldu. Konak Sahnesi yenileme çalışmaları devam ettiğinden oyun İzmir İl Halk Kütüphanesi bünyesinde bulunan Melek Ökte Sahnesinde oynandı.<br /><br /><span style="font-style:italic;">Oyunun adı "<span style="font-weight:bold;">Yollarda</span>". Oyun 12 Eylül döneminde kaybolan kocasını ararken kendini bir akıl hastanesinde bulan bir kadının o günden bugüne her Eylül ayında kocasından kalan son eşya olan bavulla diğer hastalara hikayesini sanki bir yolculukmuş gibi anlatması üzerine kurulu.<br /><br />Hikayenin geçtiği mekan hastane koğuşu, oyuncuları hasta arkadaşları ve baş aktörü ise bir bavul ile limon ağacı. Kadın için Eylül'de her gün Cumartesi'dir ve Pazar günü dönecek olan kocasını beklemektedir.</span><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S7eY2oGGExI/AAAAAAAAA1w/rg9Xev7cdhM/s1600/Untitled.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 267px; height: 400px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S7eY2oGGExI/AAAAAAAAA1w/rg9Xev7cdhM/s400/Untitled.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5455997537825985298" /></a><span style="font-weight:bold;">Oyundan kareler; Kadın kocasından kalan son mektubu okurken.</span><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S7eYZ7Z_QbI/AAAAAAAAA1o/xRfI7Bse31I/s1600/1331663.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 268px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S7eYZ7Z_QbI/AAAAAAAAA1o/xRfI7Bse31I/s400/1331663.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5455997044793491890" /></a><span style="font-weight:bold;">Oyundan Kareler; 12 Eylül sonrası "Cumartesi Anneleri" canlandırılıyor.</span><br /><br />Öyküsü ve kurgusu çok özenle yapılmış bir oyun "Yollarda", ayrıca baş rolü üstlenen Hülya SAVAŞ ta çok güzel bir performans sergiliyor.<br /><br />Kısacası izlemeniz tavsiye edilir. Daha fazla bilgi için DT'nin sitesine <a href="http://www.devtiyatro.gov.tr/web/oyunlar/oyun0930.html">buradan</a> ulaşabilirsiniz...<br /><br />Bilet alma için ise <a href="http://www.mybilet.com/eventinfo.php?eventid=6699">MYBiLET</a>'e tıklamanız yeterli...<br /><br /><span style="font-style:italic;">Sağlıcakla kalın, A.</span>Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-10412014561494528422010-04-02T12:49:00.004+03:002010-04-02T13:03:33.189+03:00Yoğun bir dönemdeyim...Evet uzunca bir süredir bırakın yazmayı copy/paste tarzı haberleri, bile paylaşamıyorum burada. Yoğun geçiyor bu dönemim, en az haftanın 3 günü İzmir'deyim ki bu beni öldürüyor denebilir. Yollarda geçen saatler mi desem, yoksa yaptığım çalışmalar mı. Hepsi teker teker bitiriyor beni. Ama artık yazacağım. Gerek tezim, gerekse yaşadığım tecrübeleri en azından mezun olana kadar düzenli olarak yazacağım.<br /><br />Bu arada yeni Erasmus'ları yolcu ettik. Bu sene Giessen'e bizim bölümden sadece 1 öğrenci gitti. Avantaj mıdır, yoksa dezavantaj mı göreceğiz. Şimdilik Ömer'den geri dönüşler iyi. Erasmus'la ilgili merak ettiği herşeyi buraya daha da yazmam gerektiği ortaya çıktı bir de. Çünkü yapılan bazı yanlışlara şahit oldum tekrardan.<br /><br />Ayrıca İYTE hayatımdan iyice çıkmaya başladı. Bariz olarak görüyorum bunu. Belki ben artık eskisi kadar umursamıyorum ya da İYTE takmıyor beni. Çok memnunum buna. Uzun sandığım bir yolculuğun beklenen sonuna ulaşmanın verdiği hazzı yaşıyorum denebilir aslında. Ah bir de şu tez bitse! :P <br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://4.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S7XAq44RNHI/AAAAAAAAA1g/c_3i4O8jfbs/s1600/%40%C4%B0zmir+-+19.+Oyun+Bulu%C5%9Fmas%C4%B1+(15).JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 226px;" src="http://4.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S7XAq44RNHI/AAAAAAAAA1g/c_3i4O8jfbs/s400/%40%C4%B0zmir+-+19.+Oyun+Bulu%C5%9Fmas%C4%B1+(15).JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5455478366684656754" /></a>Bahar geldi bir de. Bu yüzden güzel bir fotoğraf koyayım dedim. Malum İzmir'de bahar bir başka...<br /><br />Neyse benden bugünlük bu kadar diyelim, yavaş yavaş toparlanıp İzmir'e kaçmam lazım. Malum hafta sonu Açık Öğretim sınavları var. Bu arada sınava girecek herkese başarılar, benim gibi hazırlanamayanlara da bol şans...<br /><br />Sağlıcakla kalın, A.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-22213633218687531692010-01-27T11:51:00.005+02:002010-01-27T12:17:47.522+02:00Apple'ın merakla beklenen tableti görücüye çıkıyor...<span style="font-style:italic;"><span style="font-weight:bold;">Apple, bilgisayar tabletini bu gece duyuracak. Yeni ürünün adının "iSlate iPad" veya "iTablet" olması bekleniyor.</span></span><br /><br />Apple, yeni tablet bilgisayarını bu gece tanıtıyor.<br /><br />Tabletin adının "iSlate iPad" ya da "iTablet" olması bekleniyor.<br /><br />Tablete en yakın duran isim olarak iSlate görülüyor. Zira Apple, bu alan adını 2007’de üstüne almış.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S2ANDCYThzI/AAAAAAAAAz8/DsPj8akHPNg/s1600-h/091229-islate.widec.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 298px; height: 208px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S2ANDCYThzI/AAAAAAAAAz8/DsPj8akHPNg/s400/091229-islate.widec.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5431355496438400818" /></a><br /><span style="font-weight:bold;">TABLETTE NELER VAR?</span><br />Yeni ürünün "iPhone"dan biraz daha büyük olması bekleniyor.<br /><br />Klavyesi olmayan cihaz, televizyon izlemek, internette dolaşmak, e- gazete, e-dergi ve e-kitap okumak için kullanılabilecek.<br /><br />İngiliz The Guardian gazetesinin aktardığı dedikodulara göre, ürünün iki versiyonu olacak. <br /><br />Büyüğünün 10 inç (25 cm) ekranı, küçük versiyonunun ise 7 inç (17 cm) ekranı bulunacak.<br /><br /><span style="font-weight:bold;">SONUNDA GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR!</span><br />Bilgisayar tabletinin tanıtımının bu gece yapılması bekleniyor.<br /><br />Yeni ürünlerini genellikle Ocak ayında tanıtan Apple, Ocak 2008'de MacBook Air bilgisayarı, Ocak 2007'de ise iPhone'un ilk versiyonu görücüye çıkarmıştı.<br /><br />Haberin orjinaline ulaşmak için <a href="http://www.ntvmsnbc.com/id/25038113/">tıklayın</a>.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-43940560692171081022010-01-25T17:34:00.003+02:002010-01-25T17:39:41.025+02:00Beynin ‘Facebook kapasitesi’ nedir?<span style="font-style:italic;"><span style="font-weight:bold;">Bilim insanlarına göre sosyal ağ sitelerindeki arkadaş sayınızla sosyalliğiniz arasında doğru orantı yok. İsterse binlerce arkadaşınız olsun beyin bunun en fazla 150’sini taşıyabiliyor.</span></span><br /><br />Sosyal paylaşım ve mikrobloging sitelerinde ne kadar çok arkadaş veya izleyeniniz varsa o kadar sosyal mi sayılırsınız? Bilimcilere göre bu sorunun yanıtı 'hayır'.<br /><br />Sözkonusu sanal ortamlardaki kişisel sayfalarda 5 bin kişiye kadar arkadaş toplanabilse de insan beyni bunun en fazla 150’sini taşıyabiliyor.<br /><br />Oxford Üniversitesi’nden Robin Dunbar’ın araştırmasına göre ne kadar ‘sosyal’ olursak olalım, beynin bilinçli düşünme ve dil yetisinin kontrol edildiği neokorteks bölümü en fazla 150 kişiyle sosyal ilişkiyi sürdürebilme kapasitesine sahip.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S126Iu7oRnI/AAAAAAAAAz0/bV4hMnbE2Kc/s1600-h/100125-facekapasite.hlarge.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 170px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S126Iu7oRnI/AAAAAAAAAz0/bV4hMnbE2Kc/s400/100125-facekapasite.hlarge.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5430701384878540402" /></a>Neolitik köylerden modern ofis ortamlarına kadar geniş bir dönemde sosyal ortamları inceleyen Dunbar, 1990’larda geliştirdiği ve kendin adını taşıyan bu teoriyi Facebook gruplaşmalarına uyguladı. Facebook arkadaş sayısı bini geçen kişilerle birkaç yüz olan üyelerin mesaj trafiğini analiz eden Dunbar, ikisinin arasında neredeyse hiç fark olmadığını tespit etti.<br /><br />Dunbar’a göre arkadaş listesinde binlerce kişi ekli bulunan üyeler bile ortalama en fazla 150 kişiyle belirli aralıklarla iletişime geçebiliyor. Bu iletişim frekansı yılda bire kadar da düşebiliyor. Bir diğer ilginç sonuç da, kadınların erkeklere kıyasla iletişime ve arkadaşlıklara daha önem veriyor olmaları. Dunbar “Kadınlar birbiriyle konuşsa bile tatmin olabiliyor. Erkeklerinse illa fiziksel bir şeyler yapması gerekiyor” diyor.<br /><br />Haberin orjinaline ulaşmak için <a href="http://www.ntvmsnbc.com/id/25048661/">tıklayın</a>.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-67532117603834131302010-01-24T13:27:00.003+02:002010-01-24T13:31:34.847+02:00Gelibolu'da deniz buz tuttu!<span style="font-style:italic;"><span style="font-weight:bold;">Çanakkale'de Atatürk Meydanı'nda bulunan iç limanda soğuk hava nedeniyle denizin üzerinde buz parçaları oluştu.</span></span><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S1wuy_RsGHI/AAAAAAAAAzs/aNp-YZSwEB0/s1600-h/100124-deniz-buz-tuttu.hlarge.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 169px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S1wuy_RsGHI/AAAAAAAAAzs/aNp-YZSwEB0/s400/100124-deniz-buz-tuttu.hlarge.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5430266704215939186" /></a><br />Kar yağışının ardından etkili olan soğuk hava Çanakkale'de yaşamı olumsuz etkiliyor. Atatürk Meydanı'nda bulunan ve balıkçıların teknelerini bağladığı iç limanda soğuk hava nedeniyle denizin üzerinde buz parçaları oluştu.<br /><br />Şehir içindeki yollarda da buzlanma meydana geldi. Belediye ekipleri, yol ve kaldırımlarda kar küreme çalışmalarını sürdürüyor. Zincirsiz yola çıkan bazı araçlar ise yolda kaldı.<br /><br />Öte yandan Çanakkale Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri, dün ölçülen en düşük hava sıcaklığının sıfırın altında 5 derece olduğunu bildirdi.<br /><br />Yetkililer, Salı gününe kadar sıcaklığın geceleri sıfırın altında 5 ile 8, gündüzleri ise sıfırın altında 3 derece olmasının beklendiğini kaydetti.<br /><br />Haberin orjinaline ulaşmak için <a href="http://www.ntvmsnbc.com/id/25048185/">tıklayın</a>.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-47523873605469087642010-01-23T21:45:00.004+02:002010-01-23T21:52:20.362+02:00Uzaydan da twitledi! ((=<span style="font-style:italic;"><span style="font-weight:bold;">Amerikalı astronot, Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan ilk Twitter mesajını dünyaya gönderdi.<br /></span></span><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S1tS2uDqHDI/AAAAAAAAAzc/xD4JnNWi1VE/s1600-h/PHO-09Dec21-194609.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 308px;" src="http://2.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S1tS2uDqHDI/AAAAAAAAAzc/xD4JnNWi1VE/s400/PHO-09Dec21-194609.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5430024875755052082" /></a><br />NASA'dan yapılan açıklamada, uçuş mühendisi <a href="http://www.jsc.nasa.gov/Bios/htmlbios/creamer.html">Timothy J Creamer</a>'ın kişisel internet bağlantısı kurduğunu ve sosyal paylaşım sitesi Twitter'a ilk mesajı attığı bildirildi.<br /><br />Creamer'ın "Selam Twitter dünyası" diye başladığı mesajında, "Yakında görüşürüz, sorularınızı gönderin" ifadesine yer verdiği belirtildi.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S1tTIfx6uSI/AAAAAAAAAzk/xfXrm6Yx5u0/s1600-h/twitter_bird.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 300px; height: 249px;" src="http://1.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S1tTIfx6uSI/AAAAAAAAAzk/xfXrm6Yx5u0/s400/twitter_bird.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5430025181160192290" /></a><br />Astronotun, Uluslararası Uzay İstasyonu’nun bilgisayar sisteminde bir iyileştirme yapılması sayesinde dünyaya internet üzerinden mesaj gönderebildiği de kaydedildi.<br /><br />Haberin orjinaline ulaşmak için <a href="http://www.ntvmsnbc.com/id/25047860/">tıklayın</a>.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-81738732382439231212010-01-23T15:51:00.007+02:002010-01-23T16:12:15.265+02:00Oprah Show'un 24. Sezon kutlaması...The Black Eyed Peas'in Oprah Show'un 24. sezon kutlaması ve ve bu kutlamanın hazırlanışı videosu. Hakikaten çok güzel olmuş. İzleyin bakalım sizde beğenecek misiniz?<br /><br /><object width="440" height="340"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/BcU-vAYxLYw&hl=en_US&fs=1&color1=0x006699&color2=0x54abd6"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/BcU-vAYxLYw&hl=en_US&fs=1&color1=0x006699&color2=0x54abd6" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="440" height="340"></embed></object><br /><br />Sağlıcakla kalın, A.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8848310300111256975.post-32869656594992284312010-01-23T01:59:00.003+02:002010-01-23T02:03:21.570+02:00e-Shirt'ler geliyor...<span style="font-style:italic;"><span style="font-weight:bold;">Stanford Üniversitesi mühendisleri sıradan pamuk ve polyesterden mamul kumaşları, karbon nanotüp 'mürekkebi' emdirerek pile dönüştürdü.</span></span><br /><br />Karbon nanotüplerden oluşan boyayla boyanan pamuk ve polyester gibi kumaşlar, enerjiyi muhafaza eden birer 'pil'e dönüştürüldü. Geçen yıl bulunan, ancak ilk kez bu denli başarıyla uygulanan teknoloji, 'giyilebilir elektronik cihaz'şarın yolunu açıyor.<br /><br />Nano Letters adlı nanoteknoloji bülteninde yayımlanan deney raporuna göre, nanometre boyutunda (metrenin milyarda biri ölçeğinde) karbon tüpler içeren 'boya'nın emdirildiği sıradan kumaşlar enerjiyi barındırabilir hale getirildi.<br /><br />Yi Chun liderliğindeki Stanford Üniversitesi ekibinin geliştirdiği ürün, kumaşların lifleri arasında tutunan karbon nanotüplerden oluşuyor. Bu özel boya kumaşa homojen şekilde emdirildiğinde kumaşı tümüyle iletken ve elektriği muhafaza edebilir kılıyor. Bu özellikler, kumaş yıkanıp buruşturulsa bile kaybolmuyor.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://1.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S1o8WFOcp2I/AAAAAAAAAzU/MLIr1e8x2Xo/s1600-h/100122-tisortesort4.widec.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 298px; height: 323px;" src="http://1.bp.blogspot.com/_GOAPrmtXQKE/S1o8WFOcp2I/AAAAAAAAAzU/MLIr1e8x2Xo/s400/100122-tisortesort4.widec.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5429718650806118242" /></a><br />Ekip lider Chun, bu teknolojinin daha az maliyetli şekidle üretilmesine çalıştıklarını, kısa süre sonra elektronik cihazları besleyebilen veya cihaz entegre edilmiş özel giysiler üretilebileceğini söyledi.<br /><br />Haberin orjinaline ulaşmak için <a href="http://www.ntvmsnbc.com/id/25047660/">tıklayın</a>.Alpkanhttp://www.blogger.com/profile/13035891200872122545noreply@blogger.com0