Çarşamba, Aralık 30, 2009

Orhan Pamuk'tan inciler...

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Amerikan PBS televizyonuna yaptığı açıklamada, hükümeti Kürt sorununun çözümünde yumuşak davranmaya davet ederken laik kesime ağır eleştirilerde bulundu.

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, yine tepki çekmesi muhtemel açıklamalar yaptı.

Amerikan PBS televizyonuna konuşan Pamuk, hükümeti Kürt sorununa yumuşak yaklaşmaya davet etti. Laik kesimi de eleştiren Pamuk, "Birçoğu iyi insan ama demokrasiye ve halkın oyuna saygıları yok" dedi.

Amerikan PBS televizyonunda ‘Charlie Rose Show’a katılan Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, hükümetten, Kürt sorununun çözümünde yumuşak tavır sergilemesini istedi.

Pamuk, "Türkiye'de daha fazla kültürel, dilsel, siyasal hak talep eden Kürt halkıyla, bundan korku duyan ve gerçekte bu konuya daha liberal ve yumuşak biçimde nasıl ele alacağını bilmeyen hükümet arasında çekişme var. Sorun, hükümetin sert tavır izlemesinden kaynaklanıyor. Hükümet konuya yumuşak biçimde nasıl yaklaşacağını bilmezse maalesef sorun çözülemez" dedi.

DEMOKRASİ İŞLEMİYOR
Laiklerle islamcılar arasında çekişme yaşanan Türkiye’de, Atatürk'ün laiklik projesinin işlediğini ama demokrasinin işlemediğini savunan Orhan Pamuk, bunu, ordu ve bürokrasi içindeki muhafazakar ve otoriter yönetici elitlere bağladı.

İNSAN HAKLARINA SAYGILARI YOK
Bu kesimin, "Türkiye din devletine dönüşüyor" bahanesini kullandığını dile getiren Pamuk, "Maalesef, Türk bürokrasisi ve ordudaki bazı kesimler, sahip oldukları ayrıcalıklarını kaybetmek istemiyor. Bu kesimler, AB ile müzakerelerden memnun değil. Laiklerin birçoğu iyi insan ama demokrasiye, halkın oylarına ve insan haklarına çok saygıları yok" ifadelerini kullandı.

Haber kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Pazar, Aralık 27, 2009

Fransız Egosu karşı Alpkan ((=

Geçenlerde web'de gezerken rasltadığım bir haberde yaparken Renault'un yeni nesil araç projesi olan Renault ZE, yani 0 emisyonlu gelecek neslin otomobili için üretim üssü olarak Türkiye'yi seçeceğini öğrenmiş ve büyük bir merakla araştırmaya başladım. Araştırmalar sonucu edindiğim bilgiler tatmin ediciydi ve gelişmeleri takip etmek için facebook sayfasına da hayran oldum. İşte ne olduysa burada oldu. Sayfa zaten garipti; bir İngilizce, bir Fransızca gönderi yapılarak sayfa bir kimlik bunalımı içine sokulmuştu. Sayfanın resmi bir oluşum olduğundan emin olduğumdan bu konuda bir ses çıkarmadım ve yoluma devam ettim. Ancak geçen gün bir iletiye dayanamadım ve cevap yazdım. Sonra ne mi oldu, Alpkan'ın Fransız egosuna karşı verdiği kısa soluklu bir savaş.


İşte sayfanın hayranları ile aramda geçen konuşmalar;

Alpkan : Speak a little English!!!!!! So everyone can understand you!
(Birazcık İngilizce konuşun ki sizi herkes anlayabilsin!!!)

François Gaucher : Learn a little bit of French, so you can read it !
(Biraz Fransızca öğren ki gönderileri okuyabilesin!)

Hélène Stephan : Beau répondant !
(Güzel bir karşılama!)

Alpkan Koca : haha, who needs French!
(Haha, kimin Fransızcaya ihtiyacı kaldı ki!)

Hélène Stephan : You do, don't you? :)
(Senin yok mu?)

Rashdine Nurul Shahjahan : Renault is a french constructor, this fb group is french so ... On parle français ! Et vivement juin 2011 :)
(Renault bir Fransız şirketidir, bu sebeble bu facebook sayfası da fransızcadır. Biz Fransızca konuşuyoruz, özellikle Haziran 2011'de.)

Morgan Abbou : Oui mais Israel sera le 1er pays déployé et les israéliens ne parlent pas tous français. Je comprends la réflexion d'Alpkan, on peut se poser la question (des posts français suivis de leur traduction ...). Cela ferait peut être doubler la taille du fan club !
(Evet, fakat bu işe yatırımı en çok İsrailliler yapıyor ve İsrail'in büyük çoğunluğu Fransızca bilmiyor. Alpkan'ı bu açıdan bakınca anlıyorum. Gönderilerin İngilizce tercümeleri ile yayınlanması güzel bir çözüm olabilir.)

Xavier Condroyer : Et puis ca ne fera de mal à personne que d'echanger qques mots en anglais en paralelle...Let's try in English too !
(Sonuç olarak kimseyi kırmıyoruz ve artık gönderilerimizi İngilizce çevirisi ile paralel olarak yayınlıyoruz. Hadi bir de İngilizce deneyelim.)

Sonuç ne mi oldu, haykırışlarımdan sekiz saat sonra Renault ZE ingilizce gönderi göndermeye başladı.

İşte bu gönderi;



Mutlu muyum? Valla mutluyum. Özellikle adıma itafen yapılması hoşuma gitmedi değil...

facebook'ta paylaş!