Cumartesi, Ocak 10, 2009

İlginç haberler 2 : Bu iskelet neye ait?

Yanına gelen herkesin ilk fark ettiği sivri dişleri olan bu iskelet hangi hayvana ait.Plajda yürüyüşe çıkan insanların bulup yetkililere haber verdiği bu iskelet adeta bir mit haline dönüştü.

Daily Mail'de yer alan bu fotoğraf ve haber yeni bir hayvan efsanesinin başlangıcı. Neredeyse 2 metreye ulaşan iskelete ve kuvvetli kemiklere sahip olan bu canlı plajdaki nemden korkunç bir manazara dönüşmüş durumda.


Tahminlerden biri bu hayvanın büyük bir köpek olabileceği yönünde. Bölgedeki insanların Exmoor canavarı geri döndü söylentileri ise 1970’lerde görüldüğü iddia edilen puma benzeri bir canlıyı akıllara getiriyor.

1983 yılında bölgede yaklaşık 100 koyunu öldüren Exmoor canavarı efsanesi geri dönmüş durumda.

İskeletin hangi hayvana ait olduğunu araştıran Jeff Pearce ve PC Chris Tucker, Croyde körfezindeki bu canlının sivri dişli bir yavru olduğuna karar verdi.
Bir köpek ya da kedi için fazla büyük olan bu iskelet bir inek için yanlış dişlere, ayı balığı için yanlış bacaklara sahip.
Araştırmacılar bu canlının çok büyük ihtimalle Exmoor canavarına benzediğini belirtiyor. İskeletin büyüklüğü, sivri dişleri ve siyah tüyleri bu iddiayı destekler nitelikte.


Yine de bu gizem tam olarak çözülebilmiş değil, araştırmalar sürüyor.

Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Dünyayı değiştirecek buluş!

Türk ve ABD'li bilim insanlarının ortak çalışmasıyla, vücut hareketi, ısı ve titreşimi enerjiye çevirmede kullanılan malzemeler, saç telinden 5 bin kat incelikte üretildi. Böylelikle kendi enerjisini üreten malzemelerin yolu açıldı

Nanoteknolojiyle geliştirilen “piezoelektrik malzeme”lerle gelecekte hayal gibi gösterilen kendi enerjisini üreten otomobiller ve güdümlü ilaç sistemlerinde yeni çözümler geliştirilmesinin de yolu açıldı.


Nanoteknoloji üzerine özgün araştırmaları nedeniyle 1999'da dünyanın en prestijli ödüllerinden Feynman Nanoteknoloji ödülünü alan ve alternatif yakıt teknolojileri üzerinde 20 yıldır ABD ve Türkiye'den pek çok araştırma grubuyla çalışan Teksas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Çağın, piezoelektrik malzemelerin bazı kristal ve seramik materyallerde bulunduğunu ve bu malzemelerin yıllardır elektronik ve mekatronik aygıtlarda yaygın biçimde kullanıldığını anlattı.

Bu malzemelere baskı uygulanması ya da esnetilmesi sonucu oluşan kutuplaşma ile kendi enerjilerini üretebileceğini anlatan Çağın, "bu malzemelerin ayrıca ayak ve vücut hareketlerinden elektriğin üretebileceğini ve böylece kendini ısıtan kıyafetlerin yolu açılacak.Yada ısı ve titreşim olarak kaybedilen enerjinin bir bölümünü dönüştürerek kendi enerjisini üreten otomobiller yapılabileceğini, güdümlü nano ilaç taşıyıcı sistemleri ile kendi enerjisini üreten küçük ilaç kapsüllerini ürettikleri enerjiyi kullanarak vucutta istedikleri yere yollayabileceklerini" söyledi.

HAYAL TEKNOLOJİLER 15 YIL SONRA GERÇEKLEŞECEK
Çağın, mekanik enerjiyi kullanılabilir elektrik enerjisine çeviren piezomalzemelerin üretildiği materyallerin kimyasını, alaşımlarını ve nano yapılarını optimize etmeyi hedeflediklerini belirterek şöyle konuştu:

“Özellikle fosil yakıtlara dayanan teknolojilerin yerine koyacağımız yeni enerjileri araştırıyoruz. Çalışmalarımızla zaten kullanılan bu piezoelektrik malzemeleri maksimum verim alacak seviyeye getirdik. Fosil yakıtların yerine sürdürebilir üretim ve yaşam bağlamında kayıp ısıyı kullanılabilir enerjiye dönüştüren termoelektrik sistemler, hidrojen ekonomisinde önemli rol oynayacak yakıt pilleri için hidrojen depolama ve taşıyıcı sistemler, yüksek verimli katalizörler ve membranlar ışık enerjisinin dönüştürülmesinde önemli kazanım sağlayacak nano sistemler yürüttüğümüz araştırmaların odağını oluşturuyor. Bu nano yapılı malzemeler, örneğin bir ilacı taşıyan kapsülün vücudun belirli bir yerine gönderilmesi için etraftaki mekanik enerjiyi kullanmasında nano yapılı jenerator olarak kapsülün yapısında kullanılabilir. Bu nano yapılı piezomalzeme ilaç taşıyıcı kapsülleri güdümleme için gerekli küçücük enerjileri taşıma ortamında var olan salınımlardan kendileri üretebilecek.Bu salt mekanik enerjinin dönüştürülmesiyle sınırlı değil, benzer şekilde atık ısı, güneş enerjisinin dönüştürülmesinde de verimin uygun teknolojik cihazlarla en yükseğe çıkartılması mümkün."


Çağın, tüm dönüştürücülerin yüksek teknoloji cihazlarında hali hazırda kullanıldığını, verimin optimize edilmesiyle bunların yakın gelecekte tüketicilerin de kullandığı gündelik aygıtlarda yer bulacağını da kaydederek, “Bunlar şu an hayal gibi, ancak 5-10 sene sonra insanlar bunları sıklıkla kullanabilecekler” diye konuştu.

Prof. Dr. Çağın, çalışmalarının uluslararası bilim dergileri Physical Review, Applied Physics Letters, Chemical Physics de yayınlandığını, benzer konularla ilgili patent başvurularının olduğunu da sözlerine ekledi.

Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

İlginç haberler 1 : Fare Tapınağı

Bu tapınak farelere adanmış

Hindistan'ın Deshnok bölgesinde bulunan bir kutsal tapınak resmen farelere adanmış.


Evet yanlış duymadınız! Karni Mata isimli bu tapınak neredeyse tamamen farelerin ibadetine adanmış.

151 yaşındaki Hindu tanrıça Shri Karniji uzun ilahi yolculuğunu başından beri bu tapınakta sürdürdüğü için oldukça kutsal olduğu düşünülen bu tapınağa hergün yüzlerce ziyaretçi geliyor.


Yalnız mucizelerle dolu bu Hindu tanrıçasının tapınağının yerli ziyaretçileri de fareler. Shri Karniji'ye tapanlar, tüm insanların birgün fare olarak yeniden dünyaya geleceklerine inanıyorlar.

Tapınağa ibadet için gelenler buraya gelen yüzlerce farenin temiz olduklarını ve bugüne kadar hiçbir hastalığa yol açmadıklarını savunuyor.

Tapınağın ziyaretçileri bu fareleri sadece beslemekle kalmıyor, kutsal saydıkları bu farelerin daha önce kemirdikleri yiyecekleri de hiç çekinmeden yiyorlar. Zaman zaman aynı tabaktan yemek yedikleri bile oluyor.

Tapınağa giren çıkan bu farelerin nasıl çoğaldıkları bir sır. Fareler tapınağı ve çevresini hiç terk etmiyor. Fakat tapınak görevlileri bugüne kadar ortalıkta hiç yavru fare görmediklerini belirtiyorlar.

Genellikle gri olan farelerin sadece birkaç tanesi beyaz. Bu beyaz farelere dokunma şansını elde edenllerin hayatları boyunca kutsanacağına inanılıyor.


Yorumlarınız bekliyorum...

Perşembe, Ocak 08, 2009

Gossip Girl geri döndü! \\ İzliyorum, hem de tekrar tekrar.


Yeni yıla uzun bir ara vererek giren Gossip Girl 2. sezonun ikinci 13 bölümlük serüvenüne 5 Ocak itibariyle ABD'de başlandı. Bu sezon yine nefes kesen gelişmeler yaşanırken sezon birinci 13 bölümlük kısmı şok edici olaylar ile sona erdi :

*Bart BASS'in ölümü,
*Lilly'in sakladığı sırların ortaya çıkması,
*Serena'nın Dan'i annesi yüzünden terk edip Aoron'la Arjantin'e Christmas tatili için gitmesi,
*Chuck'ın babasının kaybıyla kendini kaybetmesi ve bunalıma girmesi,
*Blair'in sonunda Chuck'a olan aşkını itiraf etmesi
*Jenny'nin işini geri almak işin bir ümit olması
ve son olarak
*Elenor'un düğünü son bölümde önümüze serilen şok edici gerçeklerdi.

Aslında bir çok soruya cevap veren ve birçok soruyu da cevaplandırılmak üzere yeni bölümlere bırakan bir bölümdü 13. bölüm ve geride kaldı. Şimdi merakla önümüzdeki haftaların bizi ve kahramanlarımızı ne gibi maceralara ve entirikalara sürükleyeceğini bekliyorum.

Bu arada 14. bölüm 5 Ocak'ta CW'da yayınlandı. Gossip Girl Season 02 Episode 14 - In the Realm of Basses.
Diziyi indirme fırsatı olanlar için linkler aşağıda bulunmaktadır:
http://rapidshare.com/files/180282999/Gossip.Girl.S02E14.HDTV.XviD-XOR_sykdL.part1.rar
http://rapidshare.com/files/180283097/Gossip.Girl.S02E14.HDTV.XviD-XOR_sykdL.part2.rar
http://rapidshare.com/files/180283170/Gossip.Girl.S02E14.HDTV.XviD-XOR_sykdL.part3.rar
http://rapidshare.com/files/180282908/Gossip.Girl.S02E14.HDTV.XviD-XOR_sykdL.part4.rar

Çarşamba, Ocak 07, 2009

Narnia Günlükleri - Şafak Yıldızı'nın Yolculuğu

Narnia serisini 5. kitabı olan "Narnia Günlükleri - Şafak Yıldızı'nın Yolculuğu"da kitaplığımda yerini almış bulunuyor. Her Narnia kitabında olduğu gibi hayal gücünün sınırlarının zorlandığı ve maceradan maceraya koşulan bir kitap "Narnia Günlükleri - Şafak Yıldızı'nın Yolculuğu". Serinin şimdiye kadar(5 kitap içinde) en uzun kitabı ve en çok mekan içeren kitabı ayrıca.
Narnia'ya Peter ve Susan artık gelemiyorlardı bir önceki kitaptan hatırladığımız üzere ve serinin 5. kitabında Edmund ve Lucy de son ziyaretlerini gerçekleştiriyorlar Narnia'ya. Bu sefer yanlarında bir ziyaretçi daha var bizim dünyamızdan : Eustace.
Kitap Caspian'ın(-artık Kral kendileri-) Narnia'nın hükmünü unutan diyarlara, özellikle deniz aşırı diyarlara ve ıssız adaların ötesine, doğuya, Narnia'yı hatırlatmak ve Amcası Miraz'ın sürgüne göderdiği 8 şovalyeyi tekrar Narnia'ya döndürmek için çıktığı yolculuğu ve gemisi Şafak Yıldızı ile atıldığı maceralar işleniyor.


Sürükleyiciliyi karşısında etkilendiğim bu kitaba benim notum 8.9.

Bir hatırlatma yapmak gerekirse sinema perdesindeki yeni Narnia macerası da bu kitabptan esinlenilerek oluşturalacak senaryoya sahip olacak.

En kısa zamanda bu kitabı okuyup kütüphanenize katmanızı diliyorum.

Kitap dolu günler.

İlgilenen arkadaşlar için Wikipedia notunu da ekliyorum.

Şafak Yıldızının Yolculuğu C. S. Lewis'in Narnia Günlükleri kitap serisine bağlı bir kitap. Lucy ve Edmund sevilmeyen kardeşleri Eustace ile beraber Narnia'da Şafak Yıldızı adı verilen Prens Kaspiyan'ın gemisi ile yedi kayıp Narnia Lordlarını ararlar.Başlarına bir sürü olay gelir. Tüccarlar tarafından kaçırılırlar.Bu yolculukta ejderhalar adasına uğrarlar ve orada mızmız kuzenleri Eustace hırsına yenilerek ejderha olmaya mahkum olur. Ama Eustace'in aklı başına gelince ejderha büyüsü kalkar.Bir Su Yılanı ile karşılaşırlar, savaşırlar ve yolculuğun en sonunda en sonunda Aslanla karşılaşırlar iki kardeş yine Dünya'ya döner Kaspiyan Ramundu'nun kızı ile evlenir ve Rilian adında bir oğlu olur.

Mehmet Nazım Ran yeniden T.C. vatandaşı!

Yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına karar verilen ünlü şair Nâzım Hikmet, işlemlerin tamamlanmasının ardından İstanbul Kadıköy nüfusuna kaydedilecek. İçişleri Bakanlığı, dünyaca ünlü şairin yeniden vatandaşlığa geçişi için 1951’deki kararnamenin hükümsüz kılınması amacıyla yeni kararname hazırladı.

58 yıl sonra!

Moskova’da yaşamını yitiren Nâzım Hikmet Ran’ın vatandaşlığa yeniden alınması için, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü özel kararname hazırladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı sonrasında bakanlık, Nâzım Hikmet’in 25 Temmuz 1951 tarihli, 3/13401 sayılı Türk vatandaşlığından çıkarılma kararının 58 yıl sonra “ıskat” (hükümsüz kılma) olması için çalışma yaptı. Geçen hafta Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’ne gönderilen kararnamenin Bakanlar Kurulu’nun onayından geçmesinin ardından Nâzım Hikmet’in 1951’deki nüfus kaydıyla yeniden Türk vatandaşı olmasının yolu açıldı. 1904’ten itibaren Türk vatandaşlarının kimlik bilgilerinin yer aldığı MERNİS sistemi çerçevesinde ünlü şairin kayıt bilgileri de bilgisayar ortamında bulunacak. Yaşamını yitirdiği için Nâzım Hikmet’in kaydı “kapalı” konumunda olacak.

Yeni kimlik numarası yok!

Nâzım Hikmet, nüfusta asıl adı Mehmet Nâzım Ran adıyla yer alacak. Doğum tarihi 15 Ocak 1902 olan Nâzım Hikmet’in nüfusa kayıtlı olduğu il İstanbul, ilçe Kadıköy, mahalle de Feneryolu olacak. Nâzım Hikmet, 1951’den önce Türk vatandaşı olduğu için, sistemin adına verdiği “TC Kimlik No.su”na sahip olacak, yeni bir kimlik numarası verilmeyecek. Böylece, Nâzım Hikmet’in varisleri her türlü bürokratik işlemi yapabilecek.

Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

"Düm Tek Tek"' ile ilgili iddalara yanıtlar.

Hadise’nin Eurovision’da seslendireceği ‘Düm Tek Tek’ isimli parçanın, üç şarkının karışımı olduğu öne sürüldü. Besteci Akçıl ise iddialar için “Saçma” dedi

Mayıs ayında Moskova’da yapılacak Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil edecek olan Hadise’nin seslendireceği “Düm Tek Tek” isimli şarkının üç şarkının kolajı olduğu iddia edildi.


Taraf gazetesinin Telesiyej köşesindeki iddiaya göre, sözleri Hadise, Sinan Akçıl ve Stfaan Fernando’ya, bestesi ise Sinan Akçıl’a ait olan “Düm Tek Tek”, 1982 yılında Kervan Plakçılık’tan çıkan Sezen Aksu’nun Firuze adlı albümünde yer alan, sözleri Aysel Gürel imzalı “Dümtek”, yine Sezen Aksu’nunÇakkıdı” ve Yonca Evcimik’in 1998 yılında çıkardığı Günaha Davet albümündeki “İyi mi?” adlı Sezen Aksu bestesiyle benzerlik gösteriyor.

Akçıl’dan iddialara yanıt:

Şarkısının bestecisi Sinan Akçıl ise iddialara şu yanıtı verdi: “Bu iddialar tam bir saçmalık. Bir şey söylemeye bile gerek yok. Yonca Evcimik şarkısı zaten dinlemem, Sezen Aksu’yla da çok yakınız. Eminim o da, bu iddialara gülüyordur, duymamazlıktan geliyordur. Böyle saçma iddialar atanlara şarkıyı iyice büyüttükleri için teşekkür ederim, ama şimdiden Moskova’nın tadını kaçırmaya gerek yok. Ben biliyorum ki, o şarkıyı yaparken Allah’la baş başaydım.”

Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Telesiyeje binerken dikkatli olmak lazım!

Kayak yapmak için oğlu ile birlikte Cuma sabahı kayak kıyafetlerini giyen ve telesiyeje binen adam hayatının en talihsiz kazasını yaşadı. Pantolonu sıyrılarak tellere takılan adamın hayatı kurtulurken ortaya bu kareler çıktı.

Bu fotoğraflar bir adamın en utanç verici anlarını gösteriyor. Colorado’daki kayak merkezinde kayak yapmak için telesiyeje binen talihsiz adam başına gelen kaza ile beklide hayatının en utanç verici anlarını yaşadı.


Oğluyla birlikte Mavi Gök Vadisi’nde kayak yapmaya giden adam telesiyejde asılı kaldı korku dolu anlar yaşayan adamın diğer bir talihsizliği ise pantolonun sıyrılması oldu. Kurtarma anı ise objektiflere böyle yansıdı.

Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Basket maçında İsrail'i ayakkabılı protesto!

Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi'nin ABD Başkanı George W. Bush'a fırlattığı ayakkabılar Ankaralılar'a ilham kaynağı oldu. Isınan İsrailli oyuncuların kafasına tribünden ayakkabı atıldı.

Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi'nin ABD Başkanı George W. Bush'a fırlattığı ayakkabılar, Ankaralılar'a ilham kaynağı oldu. Isınan İsrailli oyuncuların kafasına tribünden ayakkabı atıldı.

ABD Başkanı Bush'un Irak'taki ayakkabılı protestosunun ardından dün de Bnei Hasharon takımı ısınırken taraftarlar sahaya ayakkabı attı. Atılan ayakkabı sonrasında şaşkınlığını gizleyemeyen İsrailli sporcular bir müddet sahanın ortasındaki bu sahneyi izlemekle yetindi. Türk Telekom'un tecrübeli oyuncusu Tutku Açık, İsrailli oyuncudan önce davranarak atılan ayakkabıyı yerden alıp görevlilere teslim etti. ABD Başkanı George W. Bush, Irak'a gerçekleştirdiği son gezide bir gazetecinin ayakkabılı saldırısına uğramıştı.

IRAK Başbakanı Nuri El Maliki ile ortak bir basın toplantısı düzenlediği sırada meydana gelen olayda, Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi iki ayakkabısını da çıkarıp peş peşe Bush'a fırlatırken 'Bu sana veda öpücüğüm köpek' diye haykırmıştı. El Zeydi'nin ayakkabılı protestosu, Ankaralılar'ın İsrail'i protestosuna da ilham kaynağı oldu.


Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Pazartesi, Ocak 05, 2009

Küçüklerin büyük Aşkı! \\ Vay be!


Almanya’da biri 7, diğeri 6 yaşında iki küçük aşık, son derece "romantik" bir fikirle, "sıcak bir balayı için" Afrika’da evlenmek üzere yola çıkmalarının ardından, Hannover tren garında yakayı ele verdi. Alman polisinin açıklamasına göre, yılbaşı gecesi dul babasının yeni birlikte yaşamaya başladığı kadının iki kızından 7 yaşındaki Anna-Lena’ya gönlünü kaptıran 6 yaşındaki Mika, sevgilisini "sıcak Afrika’da evlenmeye" ikna etti. Boşanmış ailelerin çocukları olan iki minik aşık, Anna-Lena’nın 5 yaşındaki kız kardeşi Anna-Bell’i de şahitlik yapmak üzere yanlarına alarak, 1 Ocak sabahı güneş gözlüğü, plaj eşyaları ve kıyafetleri koydukları valizleriyle yola düştü. Langenhagen’daki evlerinden aileleri uyurken erkenden yola çıkan çocuklar, yaklaşık bir kilometre yürüdükten sonra havaalanına gitmek üzere Hannover tren garına giden tramvaya bindi. Tren garında küçük çocukları fark eden demiryolu görevlilerinin polisi uyarması üzerine iki polis memuru, minik aşıkları ve şahitlerini, parasız ve uçak bileti olmaksızın Afrika’ya gidemeyecekleri konusunda ikna ettikten sonra gardaki karakola götürdü. Aileleri bulunan çocuklar, anne babalarına teslim edildi. Minik aşıklar, "projelerini daha sonra gerçekleştirmek istediklerini" belirtti.

Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Pazar, Ocak 04, 2009

Narnia Günlükleri : Prens Caspian

Narnia serisinin dördüncü kitabı olan ve aynı zamanda Walt Disney Studios tarafından çekilen ikinci Narnia filmine de ismini veren "Narnia Günlükleri : Prens Caspian" kitabını bitirmiş bulunuyorum. Kitap bundan önce okuduğum üç Narnia kitabı beni hiçbir şekilde hayal kırıklığına uğratmadı hatta beklediğimden de fazlasını verdi bu sefer. Kitap Narnia'yı Beyaz cadıdan kurtaran Lucy, Edmund, Susan ve Peter'in Londra'ya döndükten tam bir sene sonra Narnia'ya dönüp geçen yüzlerce yıl içinde bozulan huzuru yerine getirmesi için Prens Caspian'a yardım etmesi ve Narnia'ya barışın getirilmesi için atıldıkları maceraları konu alıyor. Gayet sürükleyici olan serinin dördüncü kitabı yine mutlu bir sonla sona eriyor.


Gelelim asıl değinmek istediğim konuya. Kitabı bitirir bitirmez filmin DVD'sini taktım ve izledim. Keşke izlemez olaydım! Tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Filmin başlarında tamamen kitaba bağlı kalınılmış ama süre ilerledikçe senaryonun kitapla alakası olmadığını görüyor ve hayretler içinde kalıyorsunuz. Film bir sinema izleyicisi olarak beni yeterince memnun etti etmesine ama bir Narnia okuru olarak tamamen hayal kırıklığına uğrattı. Narnia'nın Holywood versiyonu olmuş diyebilirim ve bir çocuk kitabına bunu yapanlardan da tiksindiğimi ekleyebilirim.

Kitaba not vermek gerekirse 8.6 olacak bu sefer benim notum.

Yayın hakkında herhangi bir Türkçe yorumun yer almasın nedeniyle buraya koyamıyorum. İngilizce yorumu ile ilgilenecek arkadaşlar için wiki 'nin üstüne tıklamak yeterli olacak.

Rumlar yine öküz altında buzağı aradı! // Adam olmayacaklar vallahi! :-))

Güney Kıbrıs Rum Kesimi Meclisi ve Demokratik Parti’nin (DİKO) Başkanı Marios Karoyan, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın yeni yıl dolayısıyla kendisine gönderdiği hediye sepetini, sepette bulunan şarabın üzerinde üretim yeri olarak “Kuzey Kıbrıs” yazıyor diye kabul etmedi

Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ise hediyeyi kabul etti.
DİKO’dan yapılan açıklamada, Başkan Marios Karoyan’ın “Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat” ibareli hediye sepetindeki çeşitli paketlerde “Kuzey Kıbrıs” veya “KKTC” yazısı yer alıyordu. Şarap şişesinin üzerindeyse “Yeşil Hat”tı da içeren bir Kıbrıs haritası bulunuyordu.

Sucuk, fıstık, şarap vb.

Karoyan’ın bu nedenle hediye sepetini kabul etmediği belirtildi. Hediye sepetinin, Karoyan’ın direktifleri doğrultusunda, iade edilmek üzere bir Barış Gücü yetkilisine teslim edildiği ifade edildi. Talat’ın başta Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas olmak üzere, Rum siyasi parti liderleri ile Rum tarafındaki büyükelçiliklere hediye sepeti gönderdiği belirtildi. Hediye sepetlerinin içinde sucuk, fıstık, şarap ve Lefkoşa’ya özgü bir duvar resmi olduğu bildirildi.

Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

İsrail ordusu Gazze’de! // Artık pes diyorum. Biri İsrail'i durdursun!

Sekiz günlük yoğun hava saldırılarının ardından dün akşam tank ve helikopter desteğiyle dört ayrı koldan Gazze’nin kuzeyine girmeye başlayan 20 bin İsrail askeri Hamas’la çatışıyor

İsrail’in Gazze’ye yönelik 8 günlük yoğun hava saldırılarının ardından dün akşam kara harekâtı başlattığı bildirildi. Tank, zırhlı araç, helikopter ve topçu ateşinin desteğinde kuzeyden Gazze’ye dört ayrı koldan girmeye başlayan 20 bin kadar İsrail askerinin hedefinin, “Ülkenin güneyine yönelen roket saldırılarını etkisiz hale getirmek ve Hamas’ın alt yapısını imha etmek” olduğu belirtildi.


Gazze’deki yerel radyolar, dün akşam karanlığın çökmesiyle İsrailli askerlerin dört noktadan bölgeye girdiğini, Filistinli militanlarla çatışmaların da başladığını duyurdular. Verilen bilgiye göre, İsrail askerleri, yoğun tank ateşi ve F-16 uçaklarının desteğinde Gazze’nin kuzeyindeki Zeytun, Beyt Lahiya’nın doğusu, Cebaliye Mülteci Kampı’nın doğusu ile Gazze kentinin İsrail’le sınırdaş olan Secaiye Mahallesi’nin karşı kesimindeki Karni Geçişi tarafından giriş yaptı. Gazze topraklarına giren İsrail tanklarının kuzeydeki Hamas mevzilerine ateş açtığı ve Hamas militanlarıyla İsrail askerleri arasında şiddetli çatışmaların yaşandığı, ilk saatlerde 30 militanın hayatını kaybettiği bildirildi.

Olmert: Amaç, Hamas’ı devirmek.

İsrail’in Kanal 10 Televizyonu, ordunun, Gazze şeridi’nin kuzeyinde yaşayanları, “evlerini boşaltmaları” konusunda uyardığını duyurdu. Kanal 10, “kapalı” bir toplantıda İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in,”Amacımız Hamas’ı iktidardan indirmektir” dediğini de iddia etti. Kara harekâtına start verildiği dakikalarda İsrail hükümetinin, 10 bin kadar yedek askerin daha silah altına alınması yolundaki kararı onayladığı açıklandı.

Uzun sürecek!

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak , “Dökme Kurşun” operasyonunun kara aşaması için uzun süre beklediklerini, bu harekâtın kolay ve kısa olmayacağını, söyledi.


İlk kurban yine bir sivil!

Gazze’ye giren İsrail tanklarının ateşinde bir Filistinli çocuğun hayatını kaybettiği açıklandı. Hastane kaynakları, tankların açtığı ateşte ölen Filistinli çocuğun dün akşamki kara harekâtının Filistin cephesinde verilen ilk kurban olduğunu aktardı. İsrail uçakları kara harekâtı öncesi Cebaliye’deki camiye akşam namazı sırasında düzenlediği saldırıda 16 Filistinlinin öldüğü, 60 Filistinlinin de yaralandığı açıklandı. Saldırı sırasında camide 200’den fazla kişinin bulunduğu belirtildi. İsrail’in 8 günlük hava bombardımanı 77’si çocuk 457 kişinin ölümüne, 2350 kişinin de yaralanmasına neden oldu. Bu arada BM Güvenlik Konseyi acil toplantıya hazırlanırken, Genel Sekreter Ban Ki-moon, İsrail’den harekâtı derhal durdurmasını istedi. Toplantının, gazetemizin baskıya girdiği sıralarda Türkiye saatiyle gece yarısından sonra 02.00’da yapılması bekleniyordu. Toplantıda, Konseyin yeni geçici üyesi Türkiye’yi BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Baki İlkin temsil edecek.

Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

facebook'ta paylaş!