Cuma, Şubat 06, 2009

Çok dilli blog ile tanışın!

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

Bu hafta karşınıza blog'uma eklediğim yepyeni bir özellikle çıktım. Artık blog'umu "Google-Translate" sayesinde 4 farklı dilde okuya biliyorsunuz. Aslında blog'umu demek yanlış olur çünkü bu hafta yolladığım göderilerde bulunan dil seçenekleri sayesinde her gönderi kendi içinde İngilizce, Almanca ve Japonca olarak görüntülenebilmekte. Bu sayede yurt dışından blog'uma bağlanan kullanıcıları da blog'umu okumaya ve anlamaya teşvik etmek istiyorum. Yakında blog'umun sağ tarafına ekleyeceğim Çoklu-Dil seçeneği sayesinde sadece bu 4 dilde değil "Google-Translate"in desteklediği tüm dillerde blog'um izlenebilecek.


Haberlerin başında yer alan gönderi dil seçeneklerini ise kaldırmayı düşünmüyorum. Çünkü bu dil seçenekleri blog'a anlık bağlanan izleyiciler için bir cazibe olacağını düşünüyorum. Sizlerden de blog'umu geliştermek için yapacağınız yorumlar ile katkı bekliyorum. 1 haftada ulaştığım 1000i aşkın ziyaretçi sayısı beni yeterince teşvik etsede sizlerden gelecek olası yorumlar sayesinde kendime daha bir güveneceğime eminim.

Bu yüzden yeniliklerle yolumuza devam etmek için sizlerden hep destek, tam destek bekliyorum.

Blog'umda iyi gezintiler.

"Haydi Gel Bizimle Ol!" Güncesi

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

NTV'de yayınlanan Haydi Gel Bizimle Ol programında söylenen sözler hemen her hafta basında haber oluyor. Medyada hangi konuların haber olabileceğini iyi bilen Müjde Ar, bu hafta da yine haber olmak adına gerekeni yaptı ve malzemeyi verdi.
Eski manken, yeni şarkıcı Asuman Krause'nin konuk olduğu programda önce mankenlerle ilgili konuda iki kez üst üste "sittin sene" ifadesini kullanan Müjde Ar, daha sonra Çiğdem Anad'ın attığı pası gol yapmasını bildi.


Anad, Asuman Krause'nin taktığı kemeri 'bekaret kemeri' olarak yorumlayınca Müjde Ar'a fırsat doğdu. Ar, Krause'nin taktığı kemerin 'bekaret kemeri' olmadığını söyledi. Anad, kemerin 'bekaret kemeri' olduğunda ısrar edince Müjde Ar, "Bekaret kemeri bele mi takılır?" sorusunu yöneltti.

Çiğdem Anad, "Sen kullanmadın mı?" deyince Müjde Ar, golü attı:

"Sen kullanmışsın da yanlış yerine takmışsın ondan başına gelmiş."
Stüdyodaki herkese kahkaha attıran bu sözleri tekrar eden Müjde Ar, "Yani sen diyorum takacağın yere takamamışsın, daha yukarı takmışsın ondan başına ağır şey gelmiş. Duydun mu? Yani sen kemeri beline takmışsın diyorum" şeklinde konuşarak, bu sözleriyle bu hafta da haber olmayı başardı.

Kadın erkek ilişkileri ile ilgili konuşmalar şöyle devam etti:

Kayacı: Erkeğin verdiği rakamı ikiye böleceksin, kadının verdiği rakamı çarpacaksın dörtle beşle.

Ar: İlanlar şöyle çıkıyor; bakire bir genç kızım, deneyimliyim, koca adayı 'oo..sen motorsun'

Krause: Doktordan temiz

Kayacı: Evet Araba gibi. Bakireden BMW..

Sohbetin sonunda beş kadının da birleştiği nokta bakir bir erkek istemedikleri idi!

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan:

"Bu dört bayan artık her hafta gündeme otururu duruma geldi. O kadar ki blog'umda artık onlara özel bir etiket kullanma gerekliliği duyuyorum. Her yaptıkları, her konuştakları olay olan bu olaylar yine gündeme oturmuşlar bu hafta. Muhabbetleri o kadar güzelki insan izlerken kendini kaptırıveriyor. Ben elimden geldiğince izlemeye çalışıyorum kenidlerini, sizleri de her perşembe NTV ekranlarında yayınlanan "Haydi Gel Bizimle Ol!" adlı programı izlemeye davet ediyorum."

Gates toplantıya katılan dinleyicileri şoke etti!

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

Kaliforniya'da bir konferansta izleyicileri şoke eden Bill Gates, bunu sadece fakir insanlar yaşamamalı dedi ve...

Bill Gates, özellikle fakir Afrika ülkelerindeki sıtma tehlikesini anlatmak için çevreci örgüt Greenpeace tarzı agresif bir yol seçti. California’da tekonoloji patronları, milyarderler, Hollywood yıldızları ve politikacıların katıldığı bir toplantıda sahneye çıkan 53 yaşındaki işadamı, dünyadaki sıtma tehlikesi ile ilgili bir konferans verdi. Konuşmasının ardından yanında getirdiği bir kavanozun kapağını açan Gates, içindeki sivri sinekleri yüzlerce kişinin bulunduğu salona bıraktı. “Bu hastalığa hep fakir insanlar mı yakalanacak” diyen Gates, seyircilerin korkulu bakışlarının ardından “Korkmayın bu sivri sinekler sıtma taşımıyor” dedi.


Ancak yine de bazı dinleyiciler bu garantiyi yeterli bulmayarak salonu terk etti. eBay'in kurucusu Pierre Omidyar "Burada daha fazla oturamam" diyerek salonu terk etti.

Her yıl 2.7 milyon insan sıtmadan ölüyor. Bunların büyük bir bölümünü ise Afrikalı çocuklar oluşturuyor.

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan:

"Bill Gates hakikaten beni de şoke etmiş durumda. En son Hindistan'a aile planlamasını öğretmek amacıyla çekilen prezervatif reklamına sponsor olan Gates şimdide Afrika'daki fakir halkın çektiği "sıtma" çilesini zenginlerin önünde, korkutma tekniği ile gözler önüne seriyor.

Demek ki insan para konusunda doyuma ulaşınca böyle meselelere merak salıyor. Bill Gates'i izlemeye devam edeceğim."

Başbakan Erdoğan’ı bekleyen zor karar!

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

Konu şu anda çok ön planda değil. Ancak, Başbakan Tayyip Erdoğan, önümüzdeki haftalarda kendisini tekrar siyasi tercihleri ile diplomatik gerçekler arasında sıkıştıracak zor bir kararla karşı karşı kalacak. Bu sefer ki sorun, Türkiye’nin, AB’de yolunu tıkamaya çalışan Fransa’nın NATO’nun askeri kanadına dönmesini veto edip etmeyeceği meselesiyle ilgili. "Le Monde" gazetesinde önceki gün çıkan haber-yorum, Fransa açısından böyle bir riskin olduğunu çağrıştırıyor.


Le Monde göre Paris bu konuda, ABD Başkanı Obama’nın devreye girmesini isteyecek kadar endişeli. Türkiye’nin veto hakkının olmadığını iddia etmesine karşın Le Monde, Ankara’nın elinde önemli bir kart olduğunu, Paris’te konuya verilen önemden bahsetmek suretiyle ortaya koymuş oldu. Ankara’ya şu anda bu konuda “elini göstermemeyi” yeğliyor. Gözlemciler bunun çeşitli iç ve dış nedenleri olduğunu belirtiyorlar. Ancak, konuya baktığımıza, yukarıda da belirttiğimiz gibi, Başbakan Erdoğan’ın gerçekten de zorlu bir kararla karşı karşıya olduğu görülüyor. Fransa, Türkiye’nin AB ile üyelik müzakerelerinde sekiz faslı zoraki bir şekilde ve tümüyle kendi çıkarları için bloke etmişken, Ankara Fransa’yı kilit bir konuda bloke etme hakkını kullanmazsa bunun iç siyasette mutlaka ciddi yankıları olacaktır.


Konuyu kamuoyu açısından daha da hassas kılan unsur geçmişteki “Roger’s Planı” emsalidir. Türkiye, bu plan çerçevesinde 1980 yılında Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönmesine olanak veren yolu açmıştı. O dönemde idarede olan askeri hükümet ise daha sonra karşılığında hiç bir şey almadan Yunanistan’a büyük tavizde bulunmakla çok eleştirilmişti. Başbakan Erdoğan, bu kez Fransa’nın askeri kanada dönmesine izin verilmesi durumunda, mevcut konjonktürde içerde benzeri siyasi tartışmaların yaşanacağını kuşkusuz biliyor. Bunun AKP’nin siyasi itibarına zarar verme olasılığını da kuşkusuz hesaplıyor. Fakat işin bir de öbür yüzü var. Diplomatik kaynaklardan edindiğimiz izlenim Ankara’nın, Fransa’nın NATO’nun askeri kanadına dönmesini bloke etmeye kalkmasının Türkiye açısından da riskler olacağını gösteriyor. Zira NATO genelinde, başta ABD olmak üzere, Fransa’yı askeri kanatta isteyenler şu anda ağırlıklı çoğunluğu oluşturuyor. İttifak içinde de zaten Fransa’nın askeri olanaklarına ihtiyaç duyuluyor. NATO’nun 60’ıncı yıldönümü münasebetiyle, nisan ayında düzenlenecek zirvenin en önemli konularından birinin, Fransa’nın askeri kanada dönmesi olacağını hatırlatan diplomatlar, Türkiye’nin bu konuda çok dikkatli davranması gerekeceğini belirtirken şunlara dikkat çekiyorlar:

Ters tepebilir!

Türkiye’nin Kıbrıs Rum yönetimini veto etmesi nedeniyle Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) çerçevesinde öngörülen AB-NATO askeri işbirliği şu anda zaten ciddi sekteye uğramış durumda. Arka planda bu varken Türkiye’nin hem NATO, hem de AB açısından büyük önemi olan Fransa’nın İttifak’ın askeri kanadına dönmesini bloke etmesinin ters tepme olasılığı yüksek. Türkiye, NATO’ya ihtiyacı olan bir ülkedir. Bu nedenle de İttifak üyeliğine büyük önem veriyor ve İttifak’ın operasyonlarına ön planda katılıyor. NATO’nun, farklı nedenlerden dolayı “veto kartıyla” zayıf düşürülmesi, İttifak’a duyulan önemin arttığı bir sırada, Ankara’nın da işine gelmez.

Türkiye yalnız kalabilir!

Türkiye’nin AB üyeliği konusunda aralarındaki gerginlik ne olursa olsun, Ankara ve Paris, Lübnan’da askeri açıdan işbirliği içinde çalışıyorlar. Önümüzdeki dönemde her iki ülkenin silahlı kuvvetlerine, başta Afganistan’da olmak üzere, çeşitli bölgelerde başka ortak misyonlar da çıkacaktır. Bu gerçek ortadayken Ankara’nın, çok ciddi bir adım olan veto kartını kullanması kendi çıkarları açısından bazı olumsuzluklara kapıyı aralayacaktır. Veto kartını kullanması halinde, bir nükleer güç olan Fransa’nın NATO için önemi nedeniyle Türkiye’nin İttifak içinde yalnız kalması da Ankara açısından arzulanan bir şey değil. Kaldı ki, bu kartı kullanması, geçmişte olduğu gibi, bugün de bir dizi nesnel nedenden dolayı güç görünüyor.
Bu argümanları sıralayan diplomatlar arasındaki hâkim beklentinin, iç siyasette tartışma yaratsa bile, Türkiye’nin bu konuda herhangi bir engel çıkarmayacağı yolunda olduğunu da belirtmeliyiz.

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan:

"Sonunda Fransa'ya bize karşı tamamen yanlı olarak yürüttüğü politik çalışmaların hesabını sorma fırsatı elimize geçmişken NATO 60. yıl zirvesinden elimiz boş dönersek millet olarak hayal kırıklığına uğrayacağımız belirtmek isterim. Böyle bir fırsatın ikili ilişkilerde kolay kolay yakalanmaycağını düşünürsek Fransa'nın Türkiye'nin AB üyeliği hakkındaki tavırlarını değiştirmenin tam sırası gibi gözüküyor. Tabi burada en büyük görev Nisan ayına kadar olan sürede karşılıklı görüşmeleri yürütecek olan hükümet temsilcilerine düşüyor.

Yapılacak karşılıklı görüşmeler bizlere bu pazarlıktan elimiz boş mu yoksa dolu mu çıkacağımızı gösterecek. Beklemek ve görmek lazım ama tbi bu sürede de birşeyler yapmak lazım ki sonuca ulaşabilinilsin!"

IMF'den G-20 için değerlendirme notu!

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

Uluslararası Para Fonu IMF’nin, dünyanın en büyük ekonomilerini kapsayan G-20 grubunun 31 Ocak ve 1 Şubat tarihlerinde İngiltere’nin başkenti Londra’da yaptığı bakanlar toplantısı için hazırladığı değerlendirme notunda, krizle kararlı mücadele çağrısı yapılırken, Türkiye’nin ekonomisinin bu yıl yüzde 1,5 oranında küçülmesinin, gelecek yıl da yüzde 3,5 büyümesinin beklendiği belirtildi.

IMF’nin değerlendirmesinde Türk ekonomisinin, yılbaşından yıl sonu esasına göre 2008’de yüzde 1 büyüdüğü tahminine yer verilirken, 2009 için beklenti, yüzde 1,5 küçülme, 2010 için de beklenti, yüzde 3,5 büyüme olarak dile getirildi.

Değerlendirmede yine yılbaşı-yılsonu karşılaştırmalarına göre Türkiye’de enflasyon 2008’de yüzde 10,4 olarak tahmin edilirken, enflasyonun, bu yıl yüzde 7,9’a, 2010’da da yüzde 6,9’a düşmesinin beklendiği kaydedildi. Değerlendirmede, toplam dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 0,5 oranında büyüyeceği yönünde ocak ayı sonunda IMF’nın yaptığı tahmin yinelenerek, ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 1,6 küçüleceği, Euro bölgesinin de bu yıl yüzde 2 küçüleceği beklentisi hatırlatıldı.
IMF değerlendirmesinde, sanayileşmiş ve gelişmekte olan piyasalardan oluşan G-20 üyesi ülkelerin, küresel ekonomik ve finansal krize karşı, talebi artırıcı ve finans sistemini temizleyici kararlı politikalar izlemeleri önerildi.

Değerlendirmede, küresel krizi tetikleyen ABD’deki emlak fiyatlarındaki düşmenin, daha önce sanılandan daha uzun süre devam edeceği ve 2010’da da sürebileceği dile getirildi. Küresel olarak işsizliğin artması beklentisine de
işaret edildi. G-20 ülkeleri liderleri, 2 Nisan tarihinde Londra’da biraraya gelecekler.

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan:

"Beklendiği gibi yine ekonomi ile ilgili karamsar bir rapor ile karşımıza geldi IMF. Son günlerde hükümetin IMF ile olan stand-by anlaşmasını yenileyip yenilemeyeciği tartışılırken IMF'den gelen böyle bir karamsar bir açıklama beni vatandaş olarak bazı düşüncelere itti.

İhracatın giderek düştüğü(özellikle otomotiv sektöründe) şu günlerde ülke ekonomisini kurtarmak için atılması gereken önemli adımlar ne yazık ki atılmıyor ve ekonomi konuşulması gereken zirvelerde bile Filistin konuşuluyor. Ülke temsilcimiz olan Tayyip Erdoğan'ının kendisini kaptırdığı populizm havasında biran önce kurtulması ve ekonomik olark geröekleri görmnesi gerkiyor. Çünkü kendi ülkesi ile ilgilenmek yerine başkalrının işlerine burnunu sokan ülkelerin ne halde olduğu gayet ortada. Aslında dünyayı nerelere sürüklediği gayet ortada demek daha doğru sanırım.

Günler geçiyor ve yaratılan sanal gündemler sayesinde geröeklerin üstü örtülüyor. Bu ülkede genç nufus gelceğinden umutsuz ama bunu lafı bile edilmiyor. Bence buna karşı artık sosyal bir tepki konulmalı ve hükümetin gerçekleri görmesi ve gerekn adımları atması için gerekenler yapılmadır."

Koç Holding dünyaya meydan okuyan 100 şirket içinde!

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

Koç Holding, dünyanın önde gelen danışmanlık firmaları arasında yer alan Boston Consulting Group’un (BCG), 2009 yılı araştırmasına göre, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ‘Hızlı Gelişen Ekonomilerde Dünyaya Meydan Okuyan 100 Şirket’ listesinde yer aldı. Araştırmada Koç Holding’in iki yıl üst üste bu listeye girmesinde etkili olan unsurlar arasında, global lider olma konusundaki kararlılığı, küresel kaynaklara ulaşarak, yurtdışı pazarlardaki aktif genişleme stratejisiyle sürekli ve istikrarlı büyüme stratejisi gösterildi. Araştırmada, ilk 100’e giren şirketlerin uluslararası ortaklıkları ve global bakış açısına sahip yönetim ekipleriyle de öne çıktıkları vurgulandı.

‘Güvenle bakıyoruz’

Koç Holding CEO’su Dr.Bülent Bulgurlu, “Bu araştırmada her yıl ilk 100 arasına girmemiz, küresel vizyonumuz ve verimlilik odaklı büyüme stratejimizin başarısını ortaya koymaktadır” dedi. Bulgurlu şöyle konuştu:

Koç Holding’in güçlü finansal yapısı, uluslararası ortaklıklar konusundaki dinamik yaklaşımı ve mevcut ekonomik kriz ortamında maliyet ve gelir dengesini iyi yönetmesi, ilk 100 arasındaki yerini sürdürmesini sağladı. Koç Holding olarak küresel bir güç olarak konumlandık, tüm adımlarımızı da bu çerçevede atıyoruz. Nitekim, yapılan araştırmalar da bir anlamda bu stratejimizi başarıyla tatbik ettiğimizi teyit ediyor. Geleceğe daha da güvenle bakmamızı sağlıyor.”

Listede Sabancı Holding de var.

14 ülkeden şirketlerin yer aldığı listeye Türkiye’den Sabancı Holding de girdi. Şirketlerin global liderlik statüsüne yükselmesinde ve izler bırakmalarında etkili olan stratejilerinin incelendiği araştırma sürecinde, ilk 100’ün başarılarında etken olan ana faktörler tespit edildi. Araştırmanın hazırlanma sürecinde değişik sektörlerden seçilen şirketlerin uluslararası büyüme stratejileri, gelecek vizyonları ve mevcut durumları hakkında daha detaylı bilgi edinmek üzere şirket CEO’larıyla röportajlar yapıldı. Şirketlerin global kriz karşısında geçirdikleri değişimler ve büyüme performansları değerlendirildi. Araştırmada meydan okuyan firmalar da 6 küreselleşme stratejisi tespit edildi. Bunlar, uluslararası markalar yaratmak, inovasyon, bir alanda küresel liderliğe soyunmak, doğal kaynakları maddi değere çevirmek, piyasalarını çeşitlendirmek için yeni iş modelleri oluşturmak ve doğal kaynak edinimi olarak sıralandı. Raporda, meydan okuyan firmaların çıkış süreçlerinin henüz başında oldukları da vurgulandı.


Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.


Blog'cudan:

"Bu listeye giren şirketleri zaten yıllardır başarılarıyla dünyanın dört bir yanında görüyoruz. Artık başka isimlerin de bu listede bulunmasının zamanıdır bence. Hele ki krizin teğet geçtiği düşünülen bir ülkede, krizden etkilenen onlarca rakip ülke şirketi varken bu bir zarurettir. Sözün özü bu haber bizi tekrar gerçekçi olmaya ve dünya ekonomisindeki yerimizi bir kez daha düşünmeye itmiştir."

Bu da bir başarısızlık rekoru!

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

Güney Koreli bir kadın 771. kez girdiği ehliyet sınavını yine geçemedi. Eğer bir gün sınavı kazanırsa kendisine plaket verecek.

Polis, soyadı "Ça" olarak açıklanan kadının 2005’ten bu yana neredeyse her gün ehliyet sınavına girdiğini, önceki gün 771. kez girdiği sınavdan da geçemediğini belirtti.

Ehliyet sınavlarını denetleyen polis Çoi Yong Çeol, Ça’nın umudunu asla kaybetmediğini belirterek, "Rekor onda. 772. defada başarıp başaramayacağını merak ediyorum" dedi.
Başka bir polis de Ça’nın sınavdan geçemediğini her gördüğünde yıkıldığını, sınavı geçtiğinde ona plaket yaptırıp vereceğini ifade etti.

Korea Times gazetesine göre, teori kısmından geçemeyen Ça her seferinde bir kez daha şansını deniyor. "Ne pahasına olursa olsun!" işi için bir araç sahibi olmak isteyen ticaret danışmanı Ça, polisin tahminlerine göre bugüne dek yazılı sınav için yaklaşık 5 milyon von (3600 dolar) harcadı.

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan:

"Anladığım kadarıyla bu arkadaş azim etmiş ama bir türlü başaramamış. Ona şöyle bir tavsiyem olabilir sadece, 2005'ten beri hergün ehliyet sınavına gireceğine keşke 1 hafta özel ders alsa ve sonra bu sınava girseydi. Bunu da yapıp alamazsa ona diyecek bir sözüm yok ama sizin birşeyler dediğiniz duyar gibiyim, mesela kabiliyetsiz."

Perşembe, Şubat 05, 2009

Gizemli adam Times Square'de para dağıtıyor!

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!


ABD’nin New York kentinde, adını açıklamayan ve yüzünü örten bir kişi, 2 gün boyunca isteyenlere para dağıttı. Adının Bill olduğu öğrenilen gizemli iyiliksever, New York’taki Times Square’de kurulan bir gişenin önünde sıfır derece civarındaki hava sıcaklığına rağmen sıraya geçenlere en az 50 dolar verdi.

Kocaman güneş gözlükleri ve kafasına geçirdiği bone sayesinde tanınmayan Bill’in para dağıttığı gişenin üzerinde "Can Kurtarma Gişesi" yazıyor. Bill’in sözcüsü Drew Tybus, "insanlara biraz para elde etmeleri için fırsat tanımak istedik. Herkesin ekonomik krizden etkilenen bir tanıdığı var. Hükümet nasıl şirket ve bankalara yardım ediyorsa, Bill de insanlara yardım etmek istiyor" dedi. Bill’den para almak için sırada bekleyenler, sorunlarını bir kamera ve mikrofonla kuyrukta dolaşan kişiye anlatmak zorunda.

Yüzlerce kişilik sırada 5 saate yakın bekledikten sonra Bill’den 50 dolar alan 25 yaşındaki Leon McNeill, 2 ay önce Macy mağazalarındaki işinden çıkarıldığını, aldığı paranın bir kısmını annesine vereceğini söyledi. "Annesinin can çekiştiğini" söyleyen Mario isimli kişiye Bill 150 dolar verirken, eskiden Irak’ta savaştığını ve depresyona girdiğini söyleyen Curtis de 50 dolar aldı.

Evsiz Juan Vasquez (45) de Bill’den aldığı 100 dolar nedeniyle çok mutlu olduğunu belirterek, "bunun sayesinde elbiselerimi yıkayabilir, biraz yiyecek ve sigara alabilirim. Bu, benim gibi hiçbir şeyi olmayan birisi için fazla" dedi.
Bill’in sözcüsü Tybus, bunun New York’taki son para dağıtımı olduğunu ve Bill’in bundan sonra Washington, Boston ve Philadelphia’da toplam 500 bin dolar dağıtacağını söyledi.

Tybus, "Bill kimliğini açıklamak istemiyor. Bunun çok riskli olduğunu düşünüyor. Herkes onun parası olduğunu biliyor o yüzden başına bir şeyler gelebilir. Ancak ona saldırmayı düşünenleri uyarayım. Gişenin çevresinde gördükleriniz sivil korumalar ve silahlılar" diye konuştu.

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan:

"Gerçekten ilginç bir hikaye. Aslında adamın nedenini merak ettim. Acaba insanların para alabilmek için neler yapabileceğini mi test ediyor, yoksa gerçekten iyi ve bu psikolojik krizde insanlara destek olmak mı istiyor? Nedenini tanrı bilir tabi ki ama insan kendini kötü tarafını düşünmekten de alamıyor di mi?"

"TTNET Dünyasına Giriş Kampanyası!"

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!


TTNET ADSL'e 24 ay abone olan müşteriler yüzde 50'ye varan indirimden yararlanabilecek.

TTNET ADSL’ye abone olanların, TTNET’in zengin içerik dünyasına yüzde 50’ye varan indirimler ile ulaşabilecekleri bildirildi.

Konuya ilişkin yazılı açıklamada, sunduğu katma değerli servislerle abonelerinin hayatına renk katan TTNET’in, abonelere TTNET Dünyası’na avantajlı koşullarla ulaşma fırsatı sunduğu belirtildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"TTNET Dünyasına Giriş Kampanyası kapsamında 1 Şubat 2009-31 Mart 2009 tarihleri arasında TTNET ADSL’ye 24 ay abone olan müşterilerimiz yüzde 50’ye varan indirimden faydalanırken, TTNET’in tüm katma değerli servisleriyle de (TTNET VİTAMİN, AİLE KORUMA ŞİFRESİ, TTNET MÜZİK, TTNET OYUN, TTNET WiFi, TTNET VİDEO, TTMail) tanışma fırsatını yakalıyor."

Açıklamada, modemli tarife seçenlere modemin TTNET’ten hediye edildiği de ifade edildi.

Kampanya ile ilgili ayrıntılar özetle şöyle:

**Modemli tarife seçenlere de modem hediye olarak veriliyor.

**Ücretlere %18 KDV ve %15 ÖİV dahil. Bağlantı ücreti 29 TL 1 defaya mahsus olarak alınıyor. Dilerseniz ayda 3 TL olmak üzere 12 ay taksitle ödeyebilirsiniz.

** 31 Ocak 2009 tarihinden sonra ADSL hattını iptal ettirmiş müşteriler bu kampanyadan yararlanamaz.

**Limitli Paketlede kota aşım ücreti yürürlükteki tarifeye göre ücretlendiriliyor.

**İndirim süresi boyunca müşterilerimiz tarife hız ve paketlerini değiştiremeyecek. İndirim süresi bitiminden itibaren 24 aylık abonelik taahhütü süresince, müşteriler kullandıkları tarife paketinin altına düşmemek kaydıyla tarife hız ve paket değişikliği yapabilecekler. Düşük ya da yüksek tarife hız ve paket, hıza göre değil tarifedeki ücretine göre değerlendirilecek.

**Kampanyadan yararlanan müşterilere ileride oluşabilecek tarife değişiklikleri yansıtılacak.

**Müşterilerin ADSL hattını 24 aylık taahhüt süresi dolmadan iptal ettirmeyi istemesi durmunda, abonelik iptaline kadar geçen süre boyunca yapılan indirimler geri alınacak. Modem hediyeli seçenekten yararşlanan müşterilerden ise abonelik iptaline kadar geçen süre boyunca yapılan indirimler ve modem ücretleri (kablolu modem için 50 TL, kablosuz modem için 125 TL) geri alınacak. Ayrıca varsa ödenmemiş bağlantı ücreti veya taksitleri tahsil edilecek.

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan:

"Sonunda TTNET müşterilerini dinleyip yaptığı sömürüyü azaltmaya karar vermiş gibi gözüküyor. Yine de ben bu haberin altını biraz yoklayıp bize imzalatacakları sözleşmeyi iyice incelemenizi öneririm."

Google’dan yeni hizmet : "Google Latitude"

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

Arama motoru Google’ın cep telefonlarına yönelik yeni uygulaması "Google Latitude", kullanıcılara yakınları ve arkadaşlarının yerini belirleme olanağı sunuyor.

Google’ın resmi blog sitesinden yapılan açıklamada, dün hizmete giren Google Latitude uygulamasının, kullanıcılara yakınlarıyla eğlendirici bir biçimde temasta olma imkanı verdiği belirtilerek, "Bu uygulama sayesinde, eğer eşiniz trafiğe takıldıysa, arkadaşlarınızdan biri hafta sonu için yaşadığınız kente geldiyse veya yakınınızın uçağı varacağı yere indiyse bunu bilebileceksiniz" denildi.

On line yer belirlemenin özel yaşam için olası tehditlerine karşı bu uygulamadaki her şeyin "opsiyonel" olduğunun altını çizen Google şirketi, "Sadece sizin yerinizi görebilenleri kontrol etmeyeceksiniz, aynı zamanda sizin yerinizi görebilecekleri bölgeye de karar verebileceksiniz veya ’Gizli’ moduna geçebileceksiniz" ifadesi kullanıldı.
Yeni uygulama sayesinde kullanıcılar, kendilerini, örneğin aslında İtalya’nın başkenti Roma’da iken ABD’nin Niagara Şelaleleri’ndeymiş gibi gösterebilecekler.

Şimdilik 14’ü Avrupa ülkesi 27 ülkede kullanıma sunulan hizmetin aşamalı olarak başka ülkelere de getirilmesi öngörülüyor.

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Blog'cudan:

"Daha önce bu uygulamayı Apple'ın iPhone'unda görmüştük. arkadaşlarımdan aldığım yorumlara göre gayet işe yarayan bir özellikmiş, tabi ki çok gezenler için. Google sayesinde bu uygulamanın her telefona gelecek olması çok güzel. Başka söze gerek yok : "Yaşasın Google!".

Erdoğan'la dalga geçen espiri Davos'un en iyi sloganı seçildi.

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

İngiliz The Economist Dergisi, her yıl olduğu gibi bu yıl da Davos’tan sonra bir “en”ler değerlendirmesi yaptı. Esprili bir dille yapılan bu geleneksel değerlendirmede yılın “En İyi Partisi”nden “En İyi Esprisi”ne, “En Kötü Kitabı”ndan “En İyi Sloganı”na kadar seçimler yapılıyor ve bunların nedenleri sayılıyor. İşte bu değerlendirmeler çerçevesinde bu yıl Erdoğan hakkındaki bir söz de Davos’ta “Yılın En İyi Sloganı” seçildi.

Erdoğan’ın Davos’ta salonu terk edip uçağa atlayarak dosdoğru ülkesine dönmesinin Davos konuklarının, kulislerde biraz da dalga geçilerek birbirlerine “Erdoğanlık yapıyor” (Doing an Erdoğan) dediğini yazan dergi, bu sözü “Davos’un En İyi Sloganı” seçti.

The Economist ayrıca diğer “En”leri seçti. Buna göre Davos’ta bu yılın “En Gözde Ünlü”sü, buraya her yıl katılan Bono ya da Branelina değil, Çinli film yıldızı Jet Lee oldu.

“En İyi Parti” Google’ın Belvedere Oteli’nde düzenlediği parti olurken, “İzlanda’nın başkenti neresi? Cevap: Yaklaşık iki krona” esprisi “En İyi Espri”, halkla ilişkiler firması Edelman tarafından 20 ülkede yapılan araştırmada özel şirketlere güvenin tarihin en düşük seviyesine inmesi “Yılın En Endişe Verici İstatistiği” seçildi.

Pek yakında yeni işletim sistemi “G-drive”ı çıkartmaya hazırlanan Google’ın Microsoft’u piyasadan sileceği iddiası da “Yılın En Can Sıkıcı Spekülasyonu” seçildi.



Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan

"Buradan da açıkça görülüyor ki Doğu'nun kahramanı Batı'nın şaklabanı oluvermiş. Biz hala Avrupa Birliğine girmeye çalşa duralım, işte herşey ortada. Anlayış farklı, kültür farklı, anlıyacağınız aramızda dağlar kadar fark var."

Çarşamba, Şubat 04, 2009

Barack Obama'nın ABD başkanı olarak ilk gafı!

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

ABD Başkanı Barack Obama NBC televizyonu için verdiği röportajda, başkanlığındaki ilk potunu kırdı.

Muhabir Obama'ya yanında getirdiği "USWeekly" magazin dergisinin eşi ve kızlarının fotoğrafının bulunduğu kapağını göstererek "Bu fotoğrafta siz de varsınız. İç sayfada fotoğrafın tamamı var. Ancak yer bulamayınca sizi çıkarmışlar" dedi.

Obama kapağın yan tarafında bulunan Jessica Simpson'un fazla kilolarını vermek için yaptığı mücadeleyi anlatan haber anonsunu işaret ederek "Bu biraz acı verici. Zayıflama mücadelesi veren birinin fotoğrafını koymuşlar" dedi. Bu diyalog ABD magazin basınında "Obama, Simpson'un kilolarıyla dalga geçti" yorumlarına yol açtı.



Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan:

Hadi vatana millete hayırlı olsun, Obama da gaf yapmış bulundu. Bu mükkemmel imajına bira uymasa da bu haber Obama'nın da insan olduğunu gösteriyor sanki.

Gossip Girl Season 02 Episode17 - Carrnal Knowledge

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

Gossip Girl 2 haftalık bir aradan sonra yeni bölümüyle ekranlarda. 16. bölümden sonra yeni bölümünü 4 şubatta CW ekranlarında gördüğümüz Gossip Girl'den bazı ipuçları var sırada;

** Rachel ve Dan arasında birşeyler mi var?
** Serena ve Dan eskisi gibi olabilecek mi?
** Blair dersini aldı mı?
** Blair hala Yal'e gidebilir mi?
** Chuck'ı ne gibi süprizler bekliyor?
** Rachel'ı gerçekten tanıyor muyuz?

İşte bu soruların cevabını bulacağınız bir bölüm 17. bölüm. Herkese iyi seyirler.

XOXO From Alpkan.


Diziyi indirmek için aşağıdaki linklere tıklayınız:

http://rapidshare.com/files/193178706/Gossip.Girl.S02E17.HDTV.XviD-NoTV.part1.rar
http://rapidshare.com/files/193178722/Gossip.Girl.S02E17.HDTV.XviD-NoTV.part2.rar
http://rapidshare.com/files/193178699/Gossip.Girl.S02E17.HDTV.XviD-NoTV.part3.rar
http://rapidshare.com/files/193178589/Gossip.Girl.S02E17.HDTV.XviD-NoTV.part4.rar

Salı, Şubat 03, 2009

Şafak Sezer'i terleten diyalog!

Just click to read this post in English!
Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

Aysun Kayacı, Müjde Ar, Pınar Kür ve Çiğdem Anad'ın, NTV'deki programlarının bu haftaki konuklarından birisi Şafak Sezer'di. Programın ilerleyen dakikalarında Şafak Sezer'e, bir soru yönelten Çiğdem Anad, yanlış bir bilgi nedeniyle Sezer'e zor anlar yaşattı.

İşte Şafak Sezer'in bir anda yüzünün sararıp şaşkınlık içinde kalakaldığı o anlarda konuşulanlar:


Anad: Siz aynı zamanda Ergenekon örgütünü dizi yapmak üzere bir senaryo çalışmasına başlamadınız mı?

Sezer: Yok böyle bir şey yok. Ödüm koptu. Yüzüme bak.

Kür: Beti benzi attı çocuğun.

Anad: Yok, internette öyle bir şey okudum da.

Ar: N'oluyorsun ayol? Kurtaramadın kendini bu akşam Ergenekon'dan. Hayır, diyor ki yani 'yapsanız iyi olur, sizi de bir götürseler' diyor.

Kayacı: Bıyık mıyık yakışmış falan diye.

Ar: Sende bir Ergenekonvari hava var.

Anad: Şu anda şu ortamda, böyle bir dizi film...

Sezer: Aman deyim!

Kayacı: Gerçeğinden bıktılar dizisini hiç izlemezler bence.

Anad: Şeytan, kurt adam, drakula filmleri yapmak hayali doğru mu?

Sezer: O evet. Şöyle bir şey olabilir, Aynadaki Düşman diye bir şey var, action falan ciddi bir iş falan. Bağlantısı orası olabilir ama öyle bir senaryo değil. Hala görüşmeleri devam ediyor onun. Hangi kanal olacağı bilinmiyor ama birileri almış, beğenmiş. Mart'tan sonra. Böyle bir durum var Türkiye'de.

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan:

"Bir Ergenekon korkusudur almış ortamı gidiyor. Baksanıza artık ismini ağzımıza almaktan bile korkar olduk. Ben burada hükümete ve soruşturmayı yürüten savcı bey'e bizi bu günlere getirdikleri için teşekkür etmeyi bir borç bilirim."

Hadise'ye "Eurovision '09"a özel kumaşsız elbise!


Just click to read this post in English!

Klicken Sie einfach auf diese Nachricht zu lesen, in Deutsch!
この記事を読むには日本語でクリックするだけ!

Takı ve aksesuar tasarımcısı Muammer Ketenci, Türkiye'yi Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil edecek sanatçı Hadise için aksesuarlardan oluşan bir kıyafet hazırlayacaklarını söyledi.

Ketenci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hadise'nin başarılı olabilmesi için diğer modacılar gibi kendisinin de kolları sıvadığını ifade etti.

Hadise ve çekilecek klibin yönetmeni Metin Arolat'la görüşerek çok farklı ve özel bir kıyafet hazırladıklarını vurgulayan Ketenci, "Hadise için hazırladığımız kıyafet tamamen aksesuarlardan oluşacak. Kıyafette kumaş yok gibi.

Biz bu kıyafeti hazırlayıp sunacağız ancak tercih tabii ki Hadise ve çekilecek klibin yönetmeni Metin Arolat'ın olacak" dedi. Ketenci, ayrıca 300 parçadan oluşan bir koleksiyon hazırladıklarını ve bunu Hollanda, Güney Afrika Cumhuriyeti, Çin ve Suriye'nin de aralarında bulunduğu 20 ülkede düzenlenecek defilelerle tanıtacaklarını dile getirdi.

Ketenci ayrıca, defilelerden elde edilen geliri Kimsesiz Çocuklar Derneğine bağışlayacaklarını kaydetti.

Bu haber alıntıdır orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Blog'cudan:

"Herşeyiyle mükemmel olacak Hadise ve o gece herkesi büyüleyip ülkesine birincilik getirecek. Rakibi her kim olursa olsun oradan birincilikle dönecek. Buna en az adım kadar eminim."

Baykal'ın başına gelen inanılmaz olay!

Melek Baykal, başından geçen bir anıyı anlattı. İzleyenler 'bu kadar da olmaz' dedi. İşte o hikaye.

Melek Baykal, Habertürk'te yayınlanan Saba Tümer'le Bu Gece programının konuğu oldu. Baykal, konservatuar yıllarına dönerek yaşandığı bir anısını izleyenlerle payşatı.

Mehmet Ali Erbil, Tarık Ünlüoğlu, Selçuk Yöntem gibi isimlerle birlikte konservatuarda okuyan Melek Baykal, öğretmenlerinin bir gün kendilerini hayvanat bahçesine götürerek, kendilerine bir hayvan seçmelerini ve onun hareketleri izleyip daha sonra imtihanda o hayvanın kimliğine bürünmelerini istediğini belirtti.


Kendisine bir goril seçen Baykal, hayvanat bahçesinde yaşananları şöyle anlattı:

"Ben de orada kendime bir goril beğendim ve onu incelemeye başladım. Elimde kağıdım kalemim, bakıyorum 'goril koşmaya başladı, goril durdu, goril oturdu, kalktı" falan. Bu arada arkamda Mehmet Ali Erbil, Selçuk Yöntem, Tarık Ünlüoğlu yani herkes arkamda gorili kızdırıyorlarmış. Ama benim bundan haberim yok. Kızınca da tükürürmüş hayvan. Şimdi goril birden bire kafesin içinde koşmaya başladı. Ben yazıyorum 'dört nala koşmaya başladı' diye. Böyle saniyenin onda biri gibi bir süre içinde, su yalaklarının içinden hayvan dışkıyı aldı eline. Geldi kafesin tellerine, tuttu 'huuu' yapıyor. Ben yazıyorum 'Huuu yapıyor' diye. Bir anda o dışkıyı benim suratıma attı; bitmedi... İstifra (kusma) etti suratıma ve de çiş yaptı. Hepsini bir anda yaptı.Bu benim hayatımda konservatuar yıllarında unutamadığım bir olaydır. Şöyle kaldım, hiçbir şey yapamadım. Arkamda geberiyorlar gülmekten, hepsi yerlerde. Ağzıma kadar girdi hepsi, ağlıyorum iki gözüm iki çeşme; saçlarımdan topuğuma kadar."

Melek Baykal, bu olaydan sonra bir tek Serap Sağlar'ın kendisini tuvalete götürüp yıkayabildiği kadar yıkadığını ve günlerce dudaklarının ve dilinin şiştiğini, çünkü sürekli kolonya dökmek zorunda kaldığını anlattı.

Baykal, "Hiç affetmiyorum sizleri" diyerek, kendisine bu şakayı yapan arkadaşlarına bir süre küstüğünü ancak daha sonra barıştığını belirtti.

Blog'cudan:

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

"Buradan da açıkça görülüyor ki Mehmet Ali Erbil'i medya bu hale getirmemiş bizzat kendisi bu halde yaratılmış. Artık Melek hanım da akıllanmıştır ve arkadaşlarıyla nerelere gidileceğini biliyordur umarım."

Mayın saldırılarına karşı Türk yapımı "Ejder" .

Nural Makina ve Sanayi A.Ş., tasarımı ve imalatı yüzde yüz yerli olan mayına karşı dayanıklı Ejder 6x6 Zırhlı Tekerlekli Aracı görücüye çıkardı. Nural Makina ve Sanayi A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Tanju Torun, şirketin Sincan’daki 1. Ankara Organize sanayi Bölgesindeki tesislerinde düzenlediği basın toplantısında, Nurol Holding’in 7 farklı sektörde 60’ı aşkın şirketi olduğunu, sadece Dubai’deki inşaat şantiyelerinde 10 bini aşkın kişinin istihdam edildiğini söyledi.

Nurol Holding’in Türkiye’de ilk 6x6 tekerlekli aracı üreten ve ihracatını gerçekleştiren şirket olduğunu ifade eden Torun, yeni tasarladıkları Ejder 6x6 Zırhlı Tekerlekli Aracın" ise mayın patlamalarına karşı kullanıcısına yüksek bir koruma seviyesi sunduğunu belirtti.

Aracın tasarımını yaparken sadece mayının patlama etkisinin araca nüfus etmemesine değil, aynı zamanda içerideki personelin bu tesiri en az hissetmesini de amaçladıklarını anlatan Torun, bu özellikleri gerçek mayınlar ve araç çarpışma mankenleriyle test ederek kanıtladıklarını kaydetti.

Ejder’in özellikleriyle ilgili bilgi veren Torun, 12 kişi taşıyabilen 18 tonluk aracın tasarım safhasının 1,5 yıl, prototip imalatının ise 6 yıl sürdüğünü belirtti.
Yaklaşık 7 metre uzunluğu, 2,40 metre yüksekliği ve 2,68 metre genişliğe sahip olan Ejder’in, -32 derece ile 55 derece arasında çalışabildiğini anlatan Torun, aracın en büyük özelliklerinden birisinin de amfibik yeteneği sayesinde suda üstün manevra kabiliyetine sahip olması olduğunu ifade etti.

Torun, tam bağımsız süspansiyon ve turbo şarj özeliği sayesinde aracın her türlü arazide ilerleyebildiğini vurguladı. Ejder’in havadan, denizden ve karadan kolayca taşınabildiğini anlatan Torun, araçla ilgili şu bilgileri verdi:

"Bu aracı, mayın patlamasında personeli korumak için tasarladık. Mayın patlamasında oluşan basınç çok yüksektir. Bu basınç, personelin bel kemiğinde ve kafatasında kalıcı hasarlar oluşturabiliyor. Patlamanın etkisiyle araç devrilebiliyor. Bütün bunları önlemek için Türkiye’de ilk kez aracın içinde tavana asılı koltuk sistemi geliştirdik. Bu koltukların yerle bağlantısı bulunmuyor. Araç sudan geçerken tek bir düğmeyle tam amfibik hale geliyor. Azami hızı 110 kilometre olan Ejder, tam depo ile 600 kilometre yol tat edebiliyor. Aracın lastikleri de hareket halindeyken indirilebiliyor ve şişirilebiliyor."

Şimdiden 50’nin üstünde Ejder aracını ihraç ettiklerini ifade eden Torun, sözleşme ve görüşme çalışmalarının da Kolombiya dahil pek çok ülke ile sürdüğünü ifade etti.
Şirketlerinin ekonomik krizden etkilenip etkilenmediğine ilişkin soruyu yanıtlarken de Torun, "Bir defa çok şükür ki krize elimizde kontratla girdik. Ama krizden etkilenmemek mümkün değil, etkileneceğimizi düşünüyoruz" diye konuştu.

Daha sonra tesisin önündeki boş alanda Ejder’in arazi performansını sunmak için gösteri yapıldı. Amfibik özelliği sayesinde yaklaşık 2,5 metre derinlikteki su havuzundan başarıyla geçen Ejder aracına basın mensupları yoğun ilgi gösterdi.

Blog'cudan:

"TSK her geçen gün yerli imalata önem verdiğini yaptığı yatırımlar ve bu yatırımların meyvelerini toplamakla ele güne karşı gösteriyor. Daha düne kadar sahip oldukları askeri teçhizatın bir çoğunu İsrail ve ABD gibi potansiyel düşman özelliği gösteren ülkelerden alan TSK, artık bu ülkelere askeri teçhizat satar hale gelmiştir.

Günümüzde gerçekleşen bu çalışmaları ilgiyle izliyor ve TSK'yı yürekten destekliyorum."

Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

facebook'ta paylaş!