Eurovision yarışmasının yapılacağı tarih yaklaşırken yarışmada ülkemizi "Düm tek tek!" adlı parçayla temsil edecek olan Hadise'nin rakipleri de birer birer belli oluyor. Bu sene Fransa, Moskova'da düzenlenecek 54'üncü Eurovision Şarkı Yarışması'nda dünyaca ünlü sanatçısı "Patricia Kaas" tarafından temsil edilecek.
Fransa, adı bir süredir kulislerde dolaşan Patricia Kaas'ın, 54'üncü Eurovision Şarkı Yarışması'nda kendisini temsil edeceğini resmen açıkladı. Eurovision'da Hadise'nin belki de en büyük rakibi Patricia Kaas olacak.
13 yaşından bu yana sahnelerde olan Kaas, albümleri dünya çapında en çok satan Fransız kadın sanatçısı olarak biliniyor. 40 ayrı ülkede albüm satışı 16 milyonu geçen Kaas, daha önce Türkiye'de de konserler vermişti.
16 Mayıs tarihinde Rusya'nın başkenti Moskova'da düzenlenecek 54'üncü Eurovision Şarkı Yarışması'na Fransa adına katılacak olan Patricia Kaas'ın, ülkesini hangi şarkıyla temsil edeceğini 9 Şubat günü düzenleyeceği basın toplantısında açıklayacağı ifade edildi.
Cumartesi, Ocak 31, 2009
DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna'dan yakışıksız sözler!
DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, Davos'ta düzenlenen Gazze panelinde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e “Çocukları nasıl öldürdüğünüzü çok iyi biliyorum. Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” diyen ve paneli terkeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirerek, “Siz de çocukları öldürmesini iyi bilirsiniz” dedi.
Elazığ'ın Karakoçan İlçesi'nde DTP seçim bürosunun açılışında konuşan Emine Ayna, Kürt halkının Filistin halkı ile aynı acıları yaşadığını iddia etti. 2006 yılı Mart ayındaki Nevruz gösterilerinde Diyarbakır'da 4'ü çocuk 11 kişinin öldüğünu söyleyerek 3 gün süren olayları hatırlatan Emine Ayna, Başbakan Erdoğan'ın o zaman “Çocuk da olsa, kadın da olsa gereği yapılır” dediğini öne sürdü. Emine Ayna sözlerini şöyle sürdürdü:
“AKP'ye diyoruz ki; çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz. Siz değil miydiniz kadın da, çocuk da olsa muhalif de olsa ‘özgürlük talebi olana gereğini yaparız' diyen siz değil miydiniz? Bugün hangi yüzle İsrail'e döner ‘Çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz.’ dersiniz. İsrail'e bunu söyleme hakkı olan tek halk Kürt halkıdır. Çünkü bugün dünyada Filistin ile aynı acıları çeken halk Kürt halkıdır. O yüzden yüreğimizden ciğerimizden hissediyoruz çektikleri acıyı. Aynı acıları bu halk burada çekiyor. Aynı bombalarla ölüyor. Bu yüzden diyoruz ki; Başkasına akıl vereceğine önce kendi evindeki pisliği temizle.”
Ayna, daha sonra Karakoçan Belediye Başkan adayı Asiye Kolçak ve Sarıcan Belediye Başkan Adayı İsa Gürbüz'ü halka tanıttı. Ayna, seçim bürosunun açılışından sonra Diyarbakır'a geçti.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Blog'cudan:
Emine Ayna'ya söylenebilecek çok şey var aslında ama ben burada ne terbiyemi böyle bir insan için bozacağım ne de kendisine pirim yaptıracağımç. Sadece hatırlatmak istediğim birkaç birşey var ki herkesin bu kadının ismini ağzına alırken iki kere düşünmesi gereken şeyler bunlar.
1- Kendisi eski pir PKK (bence halen) militanıdır.
2- Kaçırılan türk askerleri için PKK ile masaya oturabilecek kadar seviyesizdir.
3- Ülkenin bölünmesi için elinden geleni yapmaktadır.
4- Gerekli görülen zamanlarda amçlarına ulaşmak için hiçbirşeyden bihaber anadolu halkını kışkırtmak için elinden geleni yapmaktadır.
ve daha neler neler.
Elazığ'ın Karakoçan İlçesi'nde DTP seçim bürosunun açılışında konuşan Emine Ayna, Kürt halkının Filistin halkı ile aynı acıları yaşadığını iddia etti. 2006 yılı Mart ayındaki Nevruz gösterilerinde Diyarbakır'da 4'ü çocuk 11 kişinin öldüğünu söyleyerek 3 gün süren olayları hatırlatan Emine Ayna, Başbakan Erdoğan'ın o zaman “Çocuk da olsa, kadın da olsa gereği yapılır” dediğini öne sürdü. Emine Ayna sözlerini şöyle sürdürdü:
“AKP'ye diyoruz ki; çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz. Siz değil miydiniz kadın da, çocuk da olsa muhalif de olsa ‘özgürlük talebi olana gereğini yaparız' diyen siz değil miydiniz? Bugün hangi yüzle İsrail'e döner ‘Çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz.’ dersiniz. İsrail'e bunu söyleme hakkı olan tek halk Kürt halkıdır. Çünkü bugün dünyada Filistin ile aynı acıları çeken halk Kürt halkıdır. O yüzden yüreğimizden ciğerimizden hissediyoruz çektikleri acıyı. Aynı acıları bu halk burada çekiyor. Aynı bombalarla ölüyor. Bu yüzden diyoruz ki; Başkasına akıl vereceğine önce kendi evindeki pisliği temizle.”
Ayna, daha sonra Karakoçan Belediye Başkan adayı Asiye Kolçak ve Sarıcan Belediye Başkan Adayı İsa Gürbüz'ü halka tanıttı. Ayna, seçim bürosunun açılışından sonra Diyarbakır'a geçti.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Blog'cudan:
Emine Ayna'ya söylenebilecek çok şey var aslında ama ben burada ne terbiyemi böyle bir insan için bozacağım ne de kendisine pirim yaptıracağımç. Sadece hatırlatmak istediğim birkaç birşey var ki herkesin bu kadının ismini ağzına alırken iki kere düşünmesi gereken şeyler bunlar.
1- Kendisi eski pir PKK (bence halen) militanıdır.
2- Kaçırılan türk askerleri için PKK ile masaya oturabilecek kadar seviyesizdir.
3- Ülkenin bölünmesi için elinden geleni yapmaktadır.
4- Gerekli görülen zamanlarda amçlarına ulaşmak için hiçbirşeyden bihaber anadolu halkını kışkırtmak için elinden geleni yapmaktadır.
ve daha neler neler.
Facebook'taki seçim anketi şaşırttı!
Dünyada 60 milyona yaklaşan üyesiyle bir fenomen haline gelen sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta yapılan "Yerel Seçimler : 2009" anketi ilginç sonuçlar ortaya koydu.
Sadece Facebook üyelerinin katılabildiği ve sadece bir kez oy verebildiği ankette, kullanıcılar şehirsel bazda oy kullanabiliyor.
Şu ana kadar verilen oylara göre Türkiye genelinde Cumhuriyet Halk Partis (CHP), yüzde 34,79 ile birinci sırada görünüyor. Yüzde 26,21 ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) listenin ikinci sırasında. Üçüncü sırada ise yüzde 19,00 ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yer alıyor.
Boş oy ve kararsızların toplamı Türkiye geneli için yüzde 6,63 olurken, DTP'ye oy verenlerin oranı yüzde 2,42. Seçime katılacak diğer partiler ve bağımsız oyların toplamı ise yüzde 10,95.
76 bin 145 kişinin oy kullandığı ve halen sürmekte olan anketin 31 Ocak 2009 tarihi saat 11.30 itibariyle sonuçları şöyle:
Türkiye Geneli
CHP: %34,79
AKP: %26,21
MHP: %19,00
Boş oy: %3,92
Kararsız: %2,71
DTP: %2,42
Diğer partiler: %10,95
İstanbul - Kullanılan oy sayısı 20 bin 733
CHP: %40,06
AKP: %30,26
MHP: %11,35
Boş oy: %4,21
Kararsız: %2,49
DTP: %1,31
Diğer partiler: %10,32
Ankara - Kullanılan oy sayısı 8 bin 616
CHP: %42,05
MHP: %23,85
AKP: %19,89
Boş oy: %4,02
Kararsız: %2,69
DTP: %0,56
Diğer partiler: %6,94
İzmir - Kullanılan oy sayısı 5 bin 260
CHP: %59,32
AKP: %14,14
MHP: %11,25
Boş oy: %2,81
Kararsız: %2,81
DTP: %1,14
Diğer partiler: %8,53
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklıayınız.
Blog'cudan:
Bu anket sanki Türkiye genelinde oyların nasıl dağıldığını başka birr açıdan gözler önüne seriyor. Düşündüğümüzde şu an ortalama internet abonelik fiyatı 20TL'nin üzerinde ayrıca internet erişmi için genellikle evde bir bilgisayar bulunması gerekiyor. Tabi "facebook" gibi bir siteye üye olmak da bu ankete katılanların ortak noktası.
Peki buradan çıkaracağımız sonuç ne? Tabi ki bu anketin bir anlamının olmadığı! Çünkü bu ülkede oylar malasef dağıtılan kömür karşılığı verildiği için kimsenin "facebook"u dinleyeceğini sanmam.
Sadece Facebook üyelerinin katılabildiği ve sadece bir kez oy verebildiği ankette, kullanıcılar şehirsel bazda oy kullanabiliyor.
Şu ana kadar verilen oylara göre Türkiye genelinde Cumhuriyet Halk Partis (CHP), yüzde 34,79 ile birinci sırada görünüyor. Yüzde 26,21 ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) listenin ikinci sırasında. Üçüncü sırada ise yüzde 19,00 ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yer alıyor.
Boş oy ve kararsızların toplamı Türkiye geneli için yüzde 6,63 olurken, DTP'ye oy verenlerin oranı yüzde 2,42. Seçime katılacak diğer partiler ve bağımsız oyların toplamı ise yüzde 10,95.
76 bin 145 kişinin oy kullandığı ve halen sürmekte olan anketin 31 Ocak 2009 tarihi saat 11.30 itibariyle sonuçları şöyle:
Türkiye Geneli
CHP: %34,79
AKP: %26,21
MHP: %19,00
Boş oy: %3,92
Kararsız: %2,71
DTP: %2,42
Diğer partiler: %10,95
İstanbul - Kullanılan oy sayısı 20 bin 733
CHP: %40,06
AKP: %30,26
MHP: %11,35
Boş oy: %4,21
Kararsız: %2,49
DTP: %1,31
Diğer partiler: %10,32
Ankara - Kullanılan oy sayısı 8 bin 616
CHP: %42,05
MHP: %23,85
AKP: %19,89
Boş oy: %4,02
Kararsız: %2,69
DTP: %0,56
Diğer partiler: %6,94
İzmir - Kullanılan oy sayısı 5 bin 260
CHP: %59,32
AKP: %14,14
MHP: %11,25
Boş oy: %2,81
Kararsız: %2,81
DTP: %1,14
Diğer partiler: %8,53
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklıayınız.
Blog'cudan:
Bu anket sanki Türkiye genelinde oyların nasıl dağıldığını başka birr açıdan gözler önüne seriyor. Düşündüğümüzde şu an ortalama internet abonelik fiyatı 20TL'nin üzerinde ayrıca internet erişmi için genellikle evde bir bilgisayar bulunması gerekiyor. Tabi "facebook" gibi bir siteye üye olmak da bu ankete katılanların ortak noktası.
Peki buradan çıkaracağımız sonuç ne? Tabi ki bu anketin bir anlamının olmadığı! Çünkü bu ülkede oylar malasef dağıtılan kömür karşılığı verildiği için kimsenin "facebook"u dinleyeceğini sanmam.
Ahmedinejad'dan Erdoğan'a teşekkür!
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Davos’taki oturumda sergilediği tutumdan dolayı teşekkür etti.
Ahmedinejad yayımladığı mesajda Erdoğan’a hitaben, "Cesurca tavrınız, gerçekleri açıkça ifadeniz, Filistin, bölge ve adaletten yana dünya halkları için mutluluk ve heyecan yaratmıştır" ifadesini kullandı.
Ahmedinejad mesajında şunları belirtti:
"İran halkı, değerli tutumunuzu en samimi kalple selamlıyor, takdirle karşılıyor, sizin ve büyük Türk milletinin başarısı için dua ediyor. Acizane, büyük İran halkının temsilcisi olarak cesurca tutumunuzdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Allah’tan siz, Türk devleti ve milleti için sağlık ve başarılar diliyorum."
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, "Erdoğan’ın, sadece Türk halkının duygularına değil, bölgenin ve dünya halklarının duygularına tercüman olduğunu" da kaydetti. İran Anayasayı Koruyucular Konseyi Genel Sekreteri Ayetullah Ahmed Cenneti de yayımladığı mesajda Başbakan Erdoğan’ı tebrik etti. Cenneti, mesajında şunları ifade etti:
"Aziz ve muhterem kardeşim Erdoğan, İsrail’in katliamları karşısındaki cesurca ve mertçe tutumunuzdan dolayı kendim ve İran halkı adına teşekkür ve takdirlerimi sunuyorum. Türk halkının ve tüm Müslümanların sözünü söylediniz. Yiğitçe tutumunuzla Filistin halkını mutlu ettiniz ve bazı Arap liderleri de utandırdınız. Her zaman başınız dik olsun. Başarılar diliyorum."
Savunma Bakanı Mustafa Muhammed Neccar da yayımladığı mesajda, "Başbakan Erdoğan’ın mantıklı ve cesurca tutumu İslam dünyası için bir iftihardır" ifadesini kullandı.
Neccar, Başbakan Erdoğan’ın tutumunun bütün Arap liderleri için de örnek olması temennisinde bulundu.
Ayrıca diğer dini ve siyasi liderler Erdoğan’ı destekleyen "teşekkür ve takdir" mesajları yayımladı. Bu arada, İran gazetelerinin tamamı Erdoğan’ın Davos’daki panelde yaptığı konuşmaya ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e verdiği cevaba geniş yer verdi. Bazı gazeteler, "Yaşasın Recep Tayyip Erdoğan" manşetiyle çıktı. Devlet televizyonları ve haber ajansları da belli aralıklarla konuya ilişkin haberlere ve yorumlara yer veriyor.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklıayınız.
Blog'cudan:
Son günlerde tüm halk olarak hepimiz Erdoğan'ın yaptıklarıyla övünsek ve hatta tüm dünya'nın bile bu sözlerin ve tavırları karşısında dili tutulsa da artık kendimize bir çeki düzen vermeli ve zafer sarhoşluğunu abartmamalıyız. Çünkü başarı yukarıda bahsi geçen şahısların bizim adımıza dua etmesiyle gelmiyor malasef. Başarı için emek lazım ve bir amaç lazım. İşte biz bunların üstünde yoğunlaşmalıyız artık, vaktimizi yaptığımıs en küçük şeyleri bile abartıp överek geçirmemeliyiz. Avrupa Yakası'ndaki patronun dediği gibi "Çalışın, çalışın!"
Ahmedinejad yayımladığı mesajda Erdoğan’a hitaben, "Cesurca tavrınız, gerçekleri açıkça ifadeniz, Filistin, bölge ve adaletten yana dünya halkları için mutluluk ve heyecan yaratmıştır" ifadesini kullandı.
Ahmedinejad mesajında şunları belirtti:
"İran halkı, değerli tutumunuzu en samimi kalple selamlıyor, takdirle karşılıyor, sizin ve büyük Türk milletinin başarısı için dua ediyor. Acizane, büyük İran halkının temsilcisi olarak cesurca tutumunuzdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Allah’tan siz, Türk devleti ve milleti için sağlık ve başarılar diliyorum."
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, "Erdoğan’ın, sadece Türk halkının duygularına değil, bölgenin ve dünya halklarının duygularına tercüman olduğunu" da kaydetti. İran Anayasayı Koruyucular Konseyi Genel Sekreteri Ayetullah Ahmed Cenneti de yayımladığı mesajda Başbakan Erdoğan’ı tebrik etti. Cenneti, mesajında şunları ifade etti:
"Aziz ve muhterem kardeşim Erdoğan, İsrail’in katliamları karşısındaki cesurca ve mertçe tutumunuzdan dolayı kendim ve İran halkı adına teşekkür ve takdirlerimi sunuyorum. Türk halkının ve tüm Müslümanların sözünü söylediniz. Yiğitçe tutumunuzla Filistin halkını mutlu ettiniz ve bazı Arap liderleri de utandırdınız. Her zaman başınız dik olsun. Başarılar diliyorum."
Savunma Bakanı Mustafa Muhammed Neccar da yayımladığı mesajda, "Başbakan Erdoğan’ın mantıklı ve cesurca tutumu İslam dünyası için bir iftihardır" ifadesini kullandı.
Neccar, Başbakan Erdoğan’ın tutumunun bütün Arap liderleri için de örnek olması temennisinde bulundu.
Ayrıca diğer dini ve siyasi liderler Erdoğan’ı destekleyen "teşekkür ve takdir" mesajları yayımladı. Bu arada, İran gazetelerinin tamamı Erdoğan’ın Davos’daki panelde yaptığı konuşmaya ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e verdiği cevaba geniş yer verdi. Bazı gazeteler, "Yaşasın Recep Tayyip Erdoğan" manşetiyle çıktı. Devlet televizyonları ve haber ajansları da belli aralıklarla konuya ilişkin haberlere ve yorumlara yer veriyor.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklıayınız.
Blog'cudan:
Son günlerde tüm halk olarak hepimiz Erdoğan'ın yaptıklarıyla övünsek ve hatta tüm dünya'nın bile bu sözlerin ve tavırları karşısında dili tutulsa da artık kendimize bir çeki düzen vermeli ve zafer sarhoşluğunu abartmamalıyız. Çünkü başarı yukarıda bahsi geçen şahısların bizim adımıza dua etmesiyle gelmiyor malasef. Başarı için emek lazım ve bir amaç lazım. İşte biz bunların üstünde yoğunlaşmalıyız artık, vaktimizi yaptığımıs en küçük şeyleri bile abartıp överek geçirmemeliyiz. Avrupa Yakası'ndaki patronun dediği gibi "Çalışın, çalışın!"
Doğalgazda indirim!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da "Topkapı Kültür Parkı", "Panorama 1453 Tarih Müzesi" ve "Topkapı Sosyal Tesisleri"nin açılışlarında konuştu.
Erdoğan, 1 Şubat'tan itibaren doğalgazda indirim yapıldığını da ifade etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Doğalgaz fiyatını evlerde yüzde 17, sanayide yüzde 18 oranında indirdik" dedi. Konuşmasında yerel seçimlere değinen Erdoğan, CHP'ye yüklendi. Erdoğan, CHP'ye "Siz İstanbul'u kuruttunuz" diye seslendi. Erdoğan, "29 Mart büyük düşünenlerin günüdür. Küçük düşünenlerin günü değildir." diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında özetle şunları belirtti:" Bir balık bile yaşamayan Haliç'i kirlilikten kurtardık. Şu anda Haliç'te onlarca çeşit balık yaşıyor. Galata Köprüsü üzerinde balık tutanları görüyorsunuz. Artık oltalar boş çekmiyor. Dolu çekiyor. AK Parti belediyeciliğinde bereket var..."
"Bunlar medeniyeten dem vuruyor, ne medeniyet var be. Sizin medeniyetle ne alakanız var. Medeniyet lafla olmaz. yatırımla olur. Özgüveniyle yetişen bir gençlik istiyoruz. Alışveriş merkezleri, Selçuklu mimarisiyle uygun, otoparklarıyla, herşeyiyle İstanbullulara layık bir proje bu. Bu müzeyi belediyemiz İstanbullulara kazandırdı. Bu müze dünyanın ilk panoramik müze olma iddiasını taşıyor. Bu müzeyi mutlaka gezmelisiniz."
"Kadıköy'den Sultanahmet'e 57 adet eseri restore edeceğiz. Belli başlı meydanları ve caddeleri elden geçirerek İstanbul 'u sadece Avrupa değil, Dünya başkenti haline getireceğiz."
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklıayınız.
Blog'cudan:
Tüm bu olanların üstüne yapılan doğalgaz indirimi herkes gibi beni de AKP'nin seçim yatırımları ard arda geliyor diye düşünmeye itti. Malasef bunu böyle düşünüyoruz çünkü bizi böyle düşünmeye iten her seçimden önce dağıtmaktan eksik kalmadığı kömürler sayesinde AKP'nin ta kendisidir.
Neyse, uzun lafın kısası AKP yine tüm kozlarını öne sürerek bir seçime daha hazırlanıyor. Bu güç (Tek başına iktidar olma, Cumhurbaşkanlığı makamı ve devlet içinde örgütlenme [ aslında Ergenekon'a benzedi tanım olarak ] ) AKP'de olduğu sürece Allah diğer partilerin yardımcısı olsun, özellikle de seçim yardımı alamayan, barajı aşamayan partilerin.
Cuma, Ocak 30, 2009
Erdoğan : Tavrım moderatöre!
Başbakan Tayyip Erdoğan, Davos'ta WEF Başkanı birlikte basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, konferansta kendisine yeterli konuşma süresinin verilmediğini belirterek toplantı moderatörüne tepki gösterdiğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Davos’ta, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile katıldığı Gazze konulu paneldeki tepkisinin, oturumu yöneten moderatöre olduğunu belirterek, "Herhangi bir şekilde ne İsrail halkını ne Cumhurbaşkanı Perez’i ne de Musevi halkını hedef aldım" dedi.
Dünya Ekonomik Forumu çerçevesinde düzenlenen "Gazze Orta Doğu İçin Model" oturumuna katılan Başbakan Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile arasında yaşanan gerginlik sonrasında salonu terk etmesinin ardından, Forum Başkanı Klaus Schwap ile bir araya geldi.
Kısa süren bir görüşmenin ardından Erdoğan ve Schwap bir basın toplantısı düzenledi.
Uluslararası panel kurallarına göre, objektif tutum sergilemesi beklenen yönetici de bu tür toplantı kriterlerinin dışına çıkarak benim de dahil olduğum konuşmacılara söz hakkı tanımadan paneli bitirmek istedi.
"Müdahale ederek söz aldığımda da görüşlerimi ifade etmeme imkan tanımadı. Ve toplantı moderatörüne karşı bir tepki ortaya koydum. Bitmek üzere olan toplantıyı da terk ettim. Bunu özellikle sizlere açıklamak istedim ki, çünkü burada da hedef saptırılabilir. Yumuşak başlıyım ama uysal koyun değilim."
Erdoğan, "Daha sonraki toplantılar ile ilerideki Davos toplantılarında olacak mısınız?" sorusu üzerine, "Değerlendireceğiz. Çünkü, benim tabii ki burada tavrım modaratöre oldu ama bu tür moderatörlerin olduğu Davos zevk vermez onu söyleyeyim, barışa da gölge düşürür onu hatırlatayım" dedi.
Kuveyt’li bir gazetecinin "Peres’in sesini yükselterek konuştuğunu gördük. Siz buradaki çalışmalar, Türkiye tarafından ve Arap Birliği çerçevesinde Gazze’de gerçekleşecek yapılacak çalışmalar hangi yönde devam edecek? Gazze açısından gerçekleştirecek çalışmalar doğru mu değil mi? Arap Birliği gelişmeleri doğru mu değil mi?" sorusuna Erdoğan, şu karşılığı verdi:
"Ben, Perez’in yaşına saygım sebebiyle sesimi yükseltmedim. Yoksa sesim ondan daha çok çıkar, orada bir sıkıntım yok. Çok açık, net bir şey daha söylüyorum; doğru konuşmuyor. Tarih onu yalanlıyor, siyaset bilimi onu yalanlıyor, rakamların hepsi bizde var. Dolasıyla, tabii işte beraber olamadığımız için rahat konuşma imkanımız yok ama 25 dakika o konuşup 12 dakika biz konuştuğumuz zaman burada da adaletsizlik oluyor. Fazla vaktinizi de almak istemiyorum. Hepinize ilgi ve hassasiyet sebebiyle çok teşekkür ediyorum."
Ortak basın toplantısına Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa da katıldı. Toplantıya uluslararası basın yoğun ilgi gösterdi.
Ayrıntılar için tıklayınız.
Erdoğan, paneli terk etti!
Başbakan Erdoğan Davos’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Mun, İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’in katıldığı "Gazze : Ortadoğu'da Barış" panelinde konuştu.
Peres'in uzun konuşmasının ardından yeniden söz alan Başbakan Erdoğan, Peres'in konuşmasına ve onu alkışlayanlara sinirlenerek hararetli bir konuşma yaptı ve salonu terk etti. Erdoğan, "Sayın Peres benden yaşlısın sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki, sesinin bu kadar yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisidir.
Öldürmeye gelince siz çok iyi bilirsiniz. Ülkenizde Başbakanlık yapmış kişilerin sözleri vardır. Tankların üzerinde Filistine girdiğimde kendimi mutlu hissediyorum diyen başbakanlarınız vardı. Bu zulümleri alkışlayanları da ayıplıyorum. Buradan iki söz söyleyeceğim." dedi.
Bu sırada Erdoğan'ın sözleri kesilmeye çalışılmasına rağmen Erdoğan devam etti ve, "1 Tevrat 6. maddesinmde der ki öldürmeyeceksin. Burada öldürme var.İsrail barbarlığı zalimliğin de ötresinde bir şey bir Yahudi. Avi Şalom Guardina’da bunu söylüyor. İsrail Haydut devlet haline gelmiştir. Benim için Davos bitmiştir. Siz konuşturmuyorsunuz. 25 dakika konuştu 12 dakika konuşturuyorsunuz." dedi. Erdoğan bu sözlerinin ardından salonu terk ederek, Sarkisyan ile olan görüşmesine gitti.
Ayrıntılar için tıklayınız.
Perşembe, Ocak 29, 2009
Mersin PKK operasyonu!
Mersin'de kırsal alandan kente gelen PKK´lı olduğu öne sürülen terörist, girdiği apartman dairesinde sıkıştırıldı. Ancak, terörist "Teslim ol!" çağrısına olumlu yanıt vermeyince, heyecanlı bir bekleyiş başladı.
Kente girdiği andan itibaren takibe alındığı belirtilen terörist, bu akşam saat 18.30 sıralarında "Bahçelievler Mahallesi, 1819 Sokaktaki Gürel Apartmanı'na" girdi. Polis, bu takip sırasında teröristin eniştesi olduğu öne sürülen, ancak, kimliği açıklanmayan bir kişiyi gözaltına aldı. Zemin kattaki apartman dairesine girdiği saptanan teröristi yakalamak için bölge kuşatıldı. Özel Harekat Polisleri de önlem aldı. Mersin Emniyet Müdürü Süleyman Ekizer'in de geldiği olay yerinde, teröriste "Teslim ol" çağrısı yapıldı. Ancak, polisin bu çağrısına teröristten yanıt gelmedi. Heyecanlı bir bekleyişe girilirken, bölgede geniş güvenlik önlemi alan polis, apartman sakinlerini de megafonla evlerinden çıkmamaları için uyardı.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Kente girdiği andan itibaren takibe alındığı belirtilen terörist, bu akşam saat 18.30 sıralarında "Bahçelievler Mahallesi, 1819 Sokaktaki Gürel Apartmanı'na" girdi. Polis, bu takip sırasında teröristin eniştesi olduğu öne sürülen, ancak, kimliği açıklanmayan bir kişiyi gözaltına aldı. Zemin kattaki apartman dairesine girdiği saptanan teröristi yakalamak için bölge kuşatıldı. Özel Harekat Polisleri de önlem aldı. Mersin Emniyet Müdürü Süleyman Ekizer'in de geldiği olay yerinde, teröriste "Teslim ol" çağrısı yapıldı. Ancak, polisin bu çağrısına teröristten yanıt gelmedi. Heyecanlı bir bekleyişe girilirken, bölgede geniş güvenlik önlemi alan polis, apartman sakinlerini de megafonla evlerinden çıkmamaları için uyardı.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Son Dakika : İstambul'da soygun girişimi!
Sultanbeyli PTT şubesinde polisle soyguncular arasında çatışma çıktı. Olayda 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.
Fatih Mahallesi’nde muhtarlık binası karşısında bulunan PTT Şubesi kimliği belirsiz kişilerce soyulmak istendi. Kimliği ve sayıları belirsiz soyguncular ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Soyguncuların El Kaide örgütüne mensup oldukları iddia ediliyor.
İstanbul Valisi Muammer Güler, El Kaide'ye yönelik operasyonda PTT'yi soymaya çalışan örgüt mensupları ile çatışma çıktığını çatışmada 1 teröristin öldürüldüğünü belirtti.Güler, biri ağır yaralı olmak üzere 3 teröristin de sağ olarak yakalandığını bildirdi.
GÖRGÜ TANIKLARI ANLATTI
Sultanbeyli Fatih Mahallesi'nde bulunan PTT Şubesi'nde akşam saatlerinde bir çatışma meydana geldi. Edinilen bilgilere göre PTT Şubesi'ne soygun yapmak üzere gelen El Kaide terör örgütü mensupları, daha önce olayla ilgili istihbarat alan ve bölgede bekleyen polis ekipleriyle çatışmaya girdi. Görgü tanıklarının ifadesine göre, çatışma yaklaşık 5 dakika devam etti. Çatışma sonucunda soygun girişimine katılan El Kaide terör örgütü mensuplarından 1'i ölü olarak ele geçirildi. Soyguna katılan kişilerden 1'i ağır yaralanırken, 2'si ise sağ olarak polis tarafından yakalandı. Olay yerindeki incelemeler devam ediyor.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Fatih Mahallesi’nde muhtarlık binası karşısında bulunan PTT Şubesi kimliği belirsiz kişilerce soyulmak istendi. Kimliği ve sayıları belirsiz soyguncular ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Soyguncuların El Kaide örgütüne mensup oldukları iddia ediliyor.
İstanbul Valisi Muammer Güler, El Kaide'ye yönelik operasyonda PTT'yi soymaya çalışan örgüt mensupları ile çatışma çıktığını çatışmada 1 teröristin öldürüldüğünü belirtti.Güler, biri ağır yaralı olmak üzere 3 teröristin de sağ olarak yakalandığını bildirdi.
GÖRGÜ TANIKLARI ANLATTI
Sultanbeyli Fatih Mahallesi'nde bulunan PTT Şubesi'nde akşam saatlerinde bir çatışma meydana geldi. Edinilen bilgilere göre PTT Şubesi'ne soygun yapmak üzere gelen El Kaide terör örgütü mensupları, daha önce olayla ilgili istihbarat alan ve bölgede bekleyen polis ekipleriyle çatışmaya girdi. Görgü tanıklarının ifadesine göre, çatışma yaklaşık 5 dakika devam etti. Çatışma sonucunda soygun girişimine katılan El Kaide terör örgütü mensuplarından 1'i ölü olarak ele geçirildi. Soyguna katılan kişilerden 1'i ağır yaralanırken, 2'si ise sağ olarak polis tarafından yakalandı. Olay yerindeki incelemeler devam ediyor.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Tübitak'tan acil virüs uyarısı!
TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye Bilgisayar Olayları Müdahale Ekibi (TR-BOME), bilgi sistemlerinde hızla yayılan yeni bir solucanı "acil" koduyla bildirdi. "Confıckr" isimli solucanın bulaştığı bilgisayarlar Windows güncelleme sayfasından yama paketlerini alamıyor.
TR-BOME’den yapılan bildiride, Microsoft’un, 23 Ekim 2008 tarihinde Windows 2000, Windows XP ve Windows 2003 işletim sistemlerini etkileyen, çok acil olduğunu bildirdiği MS08-67 kodlu güncellemeyi yayınladığı belirtilerek, dünyada 15 milyon bilgisayara bulaştığı tahmin edilen "Confickr" isimli solucanın, bu güncellemenin uygulanmamış olduğu sistemlerde etkin olduğu açıklandı.
Solucanın son sürümü, zayıf şifrelere sahip kullanıcı hesaplarını, ağ üzerindeki paylaşımları ve solucanın bulaştığı bilgisayarlara takılan harici taşınabilir bellekleri kullanarak yayılıyor. Solucanın bulaştığı bilgisayarlar Windows güncelleme sayfasından yama paketlerini alamıyor. Solucanın henüz bulaşmadığı sistemlerde işletim sistemi ve anti virüs güncellemelerinin acilen yapılması gerektiğini belirten TR-BOME uzmanları; açıklık, açıklığın kapatılması ve solucanın bulaşmış olduğu sistemlerin temizlenmesiyle ilgili detaylı bilginin Türkiye’nin bilgi güvenliği kapısı olan www.bilgiguvenligi.gov.tr adresinden alınabileceğini açıkladı.
bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
TR-BOME’den yapılan bildiride, Microsoft’un, 23 Ekim 2008 tarihinde Windows 2000, Windows XP ve Windows 2003 işletim sistemlerini etkileyen, çok acil olduğunu bildirdiği MS08-67 kodlu güncellemeyi yayınladığı belirtilerek, dünyada 15 milyon bilgisayara bulaştığı tahmin edilen "Confickr" isimli solucanın, bu güncellemenin uygulanmamış olduğu sistemlerde etkin olduğu açıklandı.
Solucanın son sürümü, zayıf şifrelere sahip kullanıcı hesaplarını, ağ üzerindeki paylaşımları ve solucanın bulaştığı bilgisayarlara takılan harici taşınabilir bellekleri kullanarak yayılıyor. Solucanın bulaştığı bilgisayarlar Windows güncelleme sayfasından yama paketlerini alamıyor. Solucanın henüz bulaşmadığı sistemlerde işletim sistemi ve anti virüs güncellemelerinin acilen yapılması gerektiğini belirten TR-BOME uzmanları; açıklık, açıklığın kapatılması ve solucanın bulaşmış olduğu sistemlerin temizlenmesiyle ilgili detaylı bilginin Türkiye’nin bilgi güvenliği kapısı olan www.bilgiguvenligi.gov.tr adresinden alınabileceğini açıkladı.
bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
GMAIL RAM canavarı mı?
Yaptığımız incelemelerde Gmail'in ciddi miktarda sistem kaynağı tükettiğine şahit olduk.
Google'ın ücretsiz e-posta servisi, kullanım kolaylıkları ve ücretsiz olarak sağladığı geniş saklama alanıyla son zamanlarda bilinçli internet kullanıcılarının gözdesi olmuş durumda. Fakat yaptığımız incelemelerde Gmail'in ciddi miktarda sistem kaynağı tükettiğine şahit olduk.
Genel olarak Gmail'in sunduğu olanaklardan memnun olsak da bugün keşfettiğimiz bir ayrıntı bizi oldukça şaşırttı: Gmail'in yüklü miktarda RAM kullanımı.
Öncelikle Gmail'i Firefox üzerinde çalıştırırken şahit olduğumuz bu durumu emin olmak için Internet Explorer ve Chrome üzerinde de denedik. Gmail, toplamda 1 GB RAM'e sahip olan bir sistemde Firefox üzerinde çalışırken yaklaşık 250 MB'ın üzerinde RAM tüketiyordu. Üstelik her nedense tarayıcı, işlemcinin yüzde 80'lik kısmından fazlasını kullanıyordu.
Internet Explorer'da da durumun pek farklı olmadığını söyleyebiliriz. Chrome üzerinde çalışan Gmail ise bambaşka bir karakter gösteriyordu. Toplamda 80 MB RAM tüketiyor, işlemcinin çok az bir miktarını kullanıyordu.
Bu, belki de birçok kullanıcı için tarayıcı çakılmalarının sebebi olabilir. Gmail kullanıcılarının sistemlerine Chrome'u kurmasında ve yoğun anlarda her ihtimale karşı Google'ın tarayıcısını el altında bulundurmalarında fayda var.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Google'ın ücretsiz e-posta servisi, kullanım kolaylıkları ve ücretsiz olarak sağladığı geniş saklama alanıyla son zamanlarda bilinçli internet kullanıcılarının gözdesi olmuş durumda. Fakat yaptığımız incelemelerde Gmail'in ciddi miktarda sistem kaynağı tükettiğine şahit olduk.
Genel olarak Gmail'in sunduğu olanaklardan memnun olsak da bugün keşfettiğimiz bir ayrıntı bizi oldukça şaşırttı: Gmail'in yüklü miktarda RAM kullanımı.
Öncelikle Gmail'i Firefox üzerinde çalıştırırken şahit olduğumuz bu durumu emin olmak için Internet Explorer ve Chrome üzerinde de denedik. Gmail, toplamda 1 GB RAM'e sahip olan bir sistemde Firefox üzerinde çalışırken yaklaşık 250 MB'ın üzerinde RAM tüketiyordu. Üstelik her nedense tarayıcı, işlemcinin yüzde 80'lik kısmından fazlasını kullanıyordu.
Internet Explorer'da da durumun pek farklı olmadığını söyleyebiliriz. Chrome üzerinde çalışan Gmail ise bambaşka bir karakter gösteriyordu. Toplamda 80 MB RAM tüketiyor, işlemcinin çok az bir miktarını kullanıyordu.
Bu, belki de birçok kullanıcı için tarayıcı çakılmalarının sebebi olabilir. Gmail kullanıcılarının sistemlerine Chrome'u kurmasında ve yoğun anlarda her ihtimale karşı Google'ın tarayıcısını el altında bulundurmalarında fayda var.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Karşınızda Su bebek!
Pınar Altuğ - Yağmur Atacan çifti, önceki gün Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi'nde 2 kilo 970 gram dünyaya gelen bebekleri Su'yla ilk fotoğraflarını dün sabah çektirdi. Doğum anını da görüntületen çift, ünlülerin doğum fotoğrafçısı Şengül Pallı'nın objektifine poz verdi. Pınar ve eşi Yağmur Atacan'ın mutluluktan gözlerinin içi gülerken bebekleri Su ise uyumayı tercih etti.
Bebeğin ilk fotoğrafı basına dağıtıldı. Çift bebeklerinin fotoğrafını bir yayın kuruluşuna satmak yerine tüm basına servis etmeyi tercih etti. Doğumun en ilginç rastlantısı ise Pınar Altuğ'un 10 yıl önce annesini aynı tarihte ve hastanede kaybetmesi. Doğum tarihi doktorlar tarafından 4 Şubat olarak belirlenen Su bebek Atacan çiftine sürpriz yaparak erken dünyaya geldi. Önceki gün ağrıları artarak Gayrettepe'deki Florence Nightingale Hastanesi'ne yatırılan Pınar Altuğ, normal doğumla bir kız çocuğu dünyaya getirdi. İlk kez baba olma heyecanı yaşayan Yağmur Atacan, düzenlediği basın toplantısında, "Pınar başından beri özellikle bu tarihte doğurmayı çok istiyordu. 10 yıl önce annesini burada kaybetmişti. Bebek haberini duyduğumuzda inşallah 27'sinde doğar diye dua ettik. Kader böyleymiş, bu tarihte en sevdiği kadını kaybetti, şimdi en seveceği kızını doğurdu.Bütün her şeyi yaşayıp etklendim, fazlasıyla duygulandığım anlar oldu. Hatta doğum sırasında gözümden yaş geldi." dedi.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Bebeğin ilk fotoğrafı basına dağıtıldı. Çift bebeklerinin fotoğrafını bir yayın kuruluşuna satmak yerine tüm basına servis etmeyi tercih etti. Doğumun en ilginç rastlantısı ise Pınar Altuğ'un 10 yıl önce annesini aynı tarihte ve hastanede kaybetmesi. Doğum tarihi doktorlar tarafından 4 Şubat olarak belirlenen Su bebek Atacan çiftine sürpriz yaparak erken dünyaya geldi. Önceki gün ağrıları artarak Gayrettepe'deki Florence Nightingale Hastanesi'ne yatırılan Pınar Altuğ, normal doğumla bir kız çocuğu dünyaya getirdi. İlk kez baba olma heyecanı yaşayan Yağmur Atacan, düzenlediği basın toplantısında, "Pınar başından beri özellikle bu tarihte doğurmayı çok istiyordu. 10 yıl önce annesini burada kaybetmişti. Bebek haberini duyduğumuzda inşallah 27'sinde doğar diye dua ettik. Kader böyleymiş, bu tarihte en sevdiği kadını kaybetti, şimdi en seveceği kızını doğurdu.Bütün her şeyi yaşayıp etklendim, fazlasıyla duygulandığım anlar oldu. Hatta doğum sırasında gözümden yaş geldi." dedi.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Mucize kurtuluş
64 metre yüksekliğindeki Boğaziçi Köprüsü'nden atladı, mücize eseri sadece kolu kırıldı. Ambulansa bile yürüyerek binen kişi çevredekileri şaşırttı
Boğaziçi Köprüsü'ndeki olay saat 10.30 sıralarında meydana geldi. Motosikleti ile avrupa yönüne ilerlerken köprü üzerinde duran 32 yaşındaki Abdurrahman Taşkın, korkuluklara doğru yöneldi. Taşkın, polisler gelmeden kendisini aşağıya bıraktı.
64 metreden denize çakılan Taşkın'ın yardımına Ortaköy açıklarında bulunan bir tekne yetişti. Kıyıya çıkarılan Taşkın, hastaneye kaldırılırken sadece sağ kolunun kırıldığı tespit edildi. Mucize kurtuluşun, Taşkın'ın montunun paraşüt görevi yapması sonucu gerçekleştiği öğrenildi. Olaya çok şaşırdıklarını belirten görgün tanıkları, "Denizden çıkardık, yürüyerek ambulansa bindi" dediler. Neden intihar girişiminde bulunduğu belirlenemeyen Taşkın'ın Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki tedavisi sürüyor.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Boğaziçi Köprüsü'ndeki olay saat 10.30 sıralarında meydana geldi. Motosikleti ile avrupa yönüne ilerlerken köprü üzerinde duran 32 yaşındaki Abdurrahman Taşkın, korkuluklara doğru yöneldi. Taşkın, polisler gelmeden kendisini aşağıya bıraktı.
64 metreden denize çakılan Taşkın'ın yardımına Ortaköy açıklarında bulunan bir tekne yetişti. Kıyıya çıkarılan Taşkın, hastaneye kaldırılırken sadece sağ kolunun kırıldığı tespit edildi. Mucize kurtuluşun, Taşkın'ın montunun paraşüt görevi yapması sonucu gerçekleştiği öğrenildi. Olaya çok şaşırdıklarını belirten görgün tanıkları, "Denizden çıkardık, yürüyerek ambulansa bindi" dediler. Neden intihar girişiminde bulunduğu belirlenemeyen Taşkın'ın Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki tedavisi sürüyor.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Azgın dalgalar arasındaki dev gemi!
Fransa ve İspanya açıklarındaki Biscay Körfezi’nde büyük bir fırtınaya yakalanan 43 bin 500 tonluk lüks yolcu gemisi, dev dalgaların ortasında böyle savruldu.
Balmoral adlı dev İngiliz gemisinin yolcuları, 2 gün önce İngiltere’den herşeyden habersiz mavi tur için yolculuğuna çıktılar. Ancak açık denizde saatte 96 kilometre hızla esen rüzgara yakalanan geminin yolcuları için tatil bir felakete dönüştü.
Bin 400 yolcu ve 500 mürettebat taşıyan gemi 15 metrelik dalgaların arasında savrularak ilerlemeye çalıştı. Olayda kimse hayatını kaybetmedi. Ancak 2 İngiliz yolcunun yaralandığı bildirildi. Yaralılar, helikopterle İspanya’nın kuzeybatısındaki bir hastaneye götürüldü.
Balmoral gemisi azgın dalgalardan kurtulduktan sonra İspanya’nın La Coruna limanına demir attı. 10 günlük seyahat yarıda kesilirken, gemi İngiltere’ye döndü.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Çarşamba, Ocak 28, 2009
Rakunun intikamı acı oldu! :-P
Rusya'da bir rakun kendisine tecavüz etmeye kalkan 44 yaşındaki Alexander Kirilov'un penisini ısırıp bir kısmını kopardı
İngiliz The Sun gazetesinde yer alan habere göre sarhoş olan Kirilov, alkolün de verdiği etkiyle böyle bir işe kalkıştığını açıkladı.
"Rakunu gördüğümüz zaman biraz eğlenebilirim diye düşünüdüm" diye Kiriliov, Moskova'daki bir hastanede tedavi ediliyor.
Rus plastik cerrahları kopan parçaları yerine koyamayacaklarını ancak bu durumun Kirilov'un cinsel hayatını etkilemeyeceğini açıkladılar.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Dünyanın tek 'ölümsüz' canlısı bulundu!
"Turritopsis nutricula" adı verilen ve çapı sadece 4-5 milimetre boyunda teknik olarak "hydrozoan" olarak adlandırılan bu canlı, ömrünün sonuna geldiğinde ya da yaşamını sürdürebilecek koşulları bulamadığında, denizanasına dönüşmeden önceki evreleri olan "polyp"e geri dönüyor, bir süre sonra da tekrar denizanası oluyor.
Bilim adamları tropikal sularda yaşayan "Turritopsis nutricula"nın okyanuslara, gemilerin limanlara girmeden önce attıkları safra sularıyla yayıldığını düşünüyor.
Uzmanlar "Turritopsis nutricula"nın hücre yapısında görülen bu değişimi çözebilirse insanoğlu da ölümsüzlüğün kapısını aralayabilecek.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Bilim adamları tropikal sularda yaşayan "Turritopsis nutricula"nın okyanuslara, gemilerin limanlara girmeden önce attıkları safra sularıyla yayıldığını düşünüyor.
Uzmanlar "Turritopsis nutricula"nın hücre yapısında görülen bu değişimi çözebilirse insanoğlu da ölümsüzlüğün kapısını aralayabilecek.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Salı, Ocak 27, 2009
Anoreksiya öldürüyor!
Telegraph'ın haberine göre, 18 yaşındaki Alice Rae, Hampshire'daki evlerindeki odasında annesi tarafından ölü bulundu. Annesi Christine Rae, anoreksiya hastalığına yakalandıktan sonra kızının çok zayıfladığını söyledi ve ekledi: "Bir süredir iyi değildi ama ölümü yine de çok ani oldu. Onu ben buldum. Uykusunda ölmüştü. Onu yatağında ölü buldum." Yeme bozukluğu ile ilgili olarak birkaç uzmana görünen Rae, okuduğu Brockenhust Lisesinde çok iyi notlar alıyordu ve Cambridge Üniversitesi Ekonomi bölümüne kabul edilmişti.
--Bilmeyenler için Aneroksiya nedir?
Anorexia Nervosa, özellikle genç kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bozukluk.
Bu hastalık genellikle ergenlik döneminde, nadiren de erişkin çağında başlar. Çok genel olarak denebilir ki, aşırı zayıflama tutkunu her bireyde oluşabilir.
Daha fazlası için tıklayın.
--Bilmeyenler için Aneroksiya nedir?
Anorexia Nervosa, özellikle genç kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bozukluk.
Bu hastalık genellikle ergenlik döneminde, nadiren de erişkin çağında başlar. Çok genel olarak denebilir ki, aşırı zayıflama tutkunu her bireyde oluşabilir.
Daha fazlası için tıklayın.
Pınar Altuğ'a acısını unutturan sevinç : Su bebek
Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan çiftinin kızları doğdu. Bebeğin doğum günü ilginç güne rastladı. Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan çiftinin kızları 'Su' bebek dünyaya geldi. Daha önce isminin 'Su' olacağı açıklanan Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın bebekleri Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi’nde gerçekleşen doğumla dünyaya geldi. Su Bebek, 3 kilo 250 gr ağırlığında ve sağlıklı bir bebek olarak doğdu. Pınar Altuğ'un, annesini 10 yıl önce aynı tarihte bu hastanede kaybetmesi de ilginç bir tesadüf olarak dikkat çekti.
Hoşgeldin Su bebek, inşallah hep mutlu olursun.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Hoşgeldin Su bebek, inşallah hep mutlu olursun.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Bit pazarına "Nur" yağarsa!
Yeni Zelandalı bir gencin ABD’nin Oklahoma kentinde eskici dükkanından satın aldığı bir MP3 çalardan Amerikan ordusuna ait gizli bilgiler çıktı.
Yeni Zelanda’nın "Television One News" kanalının haberine göre, 29 yaşındaki Chris Ogle, 9 dolara satın aldığı MP3 çaları bilgisayara bağlayınca 60 sayfalık askeri dosya bulunduğunu fark etti. Dosyada, bazıları Irak ve Afganistan’da görev yapmış Amerikan askerlerinin isim ve kişisel bilgilerinin yanı sıra üslerdeki teçhizat ve görev dökümlerinin bulunduğunu belirten Ogle, ‘Baktıkça daha fazla bilgi olduğunu gördüm ve daha fazla görmemem gerektiğini anladım’ diye konuştu. Yeni Zelanda televizyonu, MP3’teki bilgilerin 2005’e ait olmasına karşın, telefon numaralarının dosyada adı geçen isimlerle uyuştuğunu açıkladı.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Yeni Zelanda’nın "Television One News" kanalının haberine göre, 29 yaşındaki Chris Ogle, 9 dolara satın aldığı MP3 çaları bilgisayara bağlayınca 60 sayfalık askeri dosya bulunduğunu fark etti. Dosyada, bazıları Irak ve Afganistan’da görev yapmış Amerikan askerlerinin isim ve kişisel bilgilerinin yanı sıra üslerdeki teçhizat ve görev dökümlerinin bulunduğunu belirten Ogle, ‘Baktıkça daha fazla bilgi olduğunu gördüm ve daha fazla görmemem gerektiğini anladım’ diye konuştu. Yeni Zelanda televizyonu, MP3’teki bilgilerin 2005’e ait olmasına karşın, telefon numaralarının dosyada adı geçen isimlerle uyuştuğunu açıkladı.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Bilgisayarlara virüs alarmı!
İngiliz uzmanlar, çok etkili bir bilgisayar virüsünün dünyada 15 milyondan fazla bilgisayara bulaştığını bildirdiler.
The Independent gazetesinin haberine göre, ‘Downadup’, ‘Conficker’ veya ‘Kido’ olarak bilinen bilgisayar solucanının sadece son 3 günde 6 milyon PC’ye bulaştığını belirten bilgisayar güvenliği uzmanları, İngiltere’de aralarında hastaneler ve Savunma Bakanlığı’nın da bulunduğu 3 binden fazla kuruluşun virüsten etkilendiğini kaydettiler. Uzmanlar, virüsün ABD, Rusya, Çin ve Hindistan’daki etkilerinin de merakla beklendiğini belirttiler.
Virüsün bilgisayarın normal çalışmasını etkilemediğini, ancak amacını sonradan yerine getirebilecek biçimde tasarlanmış olabileceğini kaydeden güvenlik analistleri, virüsün internet hesap ayrıntı ve şifreleri gibi kişisel bilgileri ele geçirebilecek şekilde tasarlanmış olabileceği uyarısında bulundular.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
The Independent gazetesinin haberine göre, ‘Downadup’, ‘Conficker’ veya ‘Kido’ olarak bilinen bilgisayar solucanının sadece son 3 günde 6 milyon PC’ye bulaştığını belirten bilgisayar güvenliği uzmanları, İngiltere’de aralarında hastaneler ve Savunma Bakanlığı’nın da bulunduğu 3 binden fazla kuruluşun virüsten etkilendiğini kaydettiler. Uzmanlar, virüsün ABD, Rusya, Çin ve Hindistan’daki etkilerinin de merakla beklendiğini belirttiler.
Virüsün bilgisayarın normal çalışmasını etkilemediğini, ancak amacını sonradan yerine getirebilecek biçimde tasarlanmış olabileceğini kaydeden güvenlik analistleri, virüsün internet hesap ayrıntı ve şifreleri gibi kişisel bilgileri ele geçirebilecek şekilde tasarlanmış olabileceği uyarısında bulundular.
Bu haber alıntıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Windows 7 BETA deneklerin hizmetinde!
Windows 7 PDC(Professional Developer Conferance) 2008’de görücüye çıktı. Microsoft, Windows 7’de özellikle açılış kapanış zamanlamalarını geliştirmeyi hedeflemiş durumda. Bu sebeple de Microsoft direkt olarak bilgisayar üreticileriyle birlikte çalışarak sistem performansını etkileyen her unsura dikkat edilmesini sağladı.
Diğer özelliklerin içinde daha önceden belirttiğimiz gibi multitouch(birden fazla parmakla kontrol sağlama) özelliği ve yeni bir görev çubuğu yer alıyor.
Beta öncesi bir versiyon Profesyonel Geliştiriciler Konferansı’nda sunuldu. Yeni kodu inceleyen bir çok yazılım geliştirici, tam olarak bitmemiş bir işletim sistemi için bu Windows versiyonunun sağlamlığına hayran kaldığını söyledi.
Windows 7 ile Microsoft, ilk çıkarttığı versiyonlara yaklaşımını da değiştirmiş. Önceleri Microsoft, gelişimin belirli aşamlarında özellikleri ekliyordu. Fakat Windows 7’de özellikler, tamamen piştikten sonra Windows’un temel yapısına yerleştirilmiş.
Belli ki Microsoft, Windows 7 ile Vista’da yarattığı imajı kökten değiştirmeyi hedefliyor. Steve Ballmer, Windows 7’nin gelecek sene raflardaki yerini almasını istediğini söyledi.
Windows 7'yi deneyen biri olarak açılış sürelerinde ve özellikle bilgisayar açıldıktan sonra RAM kullanımında, bilgisyara boştayken VISTA ile %38 ve Windows 7 ile 20%, meydana gelen performans artışı gayet tatmin edici. Geçen günlerde windows Defender bilgisayarıma girmeye çalışan trojan ve benzeri tehlikeleri haber vermesi de gayet sevnidiric bir olay.
Sonuç olarak hepinizi Windows 7'yi denmeye davet ediyorum. Aradaki farkları gördükçe bana katılacağınızı düşünüyorum. Ücretsiz deneme sürümünü indirmek için aşağıdaki linke tıklamanız yeterli.
Link : Windows 7 Deneme Sürümü İndir
Diğer özelliklerin içinde daha önceden belirttiğimiz gibi multitouch(birden fazla parmakla kontrol sağlama) özelliği ve yeni bir görev çubuğu yer alıyor.
Beta öncesi bir versiyon Profesyonel Geliştiriciler Konferansı’nda sunuldu. Yeni kodu inceleyen bir çok yazılım geliştirici, tam olarak bitmemiş bir işletim sistemi için bu Windows versiyonunun sağlamlığına hayran kaldığını söyledi.
Windows 7 ile Microsoft, ilk çıkarttığı versiyonlara yaklaşımını da değiştirmiş. Önceleri Microsoft, gelişimin belirli aşamlarında özellikleri ekliyordu. Fakat Windows 7’de özellikler, tamamen piştikten sonra Windows’un temel yapısına yerleştirilmiş.
Belli ki Microsoft, Windows 7 ile Vista’da yarattığı imajı kökten değiştirmeyi hedefliyor. Steve Ballmer, Windows 7’nin gelecek sene raflardaki yerini almasını istediğini söyledi.
Windows 7'yi deneyen biri olarak açılış sürelerinde ve özellikle bilgisayar açıldıktan sonra RAM kullanımında, bilgisyara boştayken VISTA ile %38 ve Windows 7 ile 20%, meydana gelen performans artışı gayet tatmin edici. Geçen günlerde windows Defender bilgisayarıma girmeye çalışan trojan ve benzeri tehlikeleri haber vermesi de gayet sevnidiric bir olay.
Sonuç olarak hepinizi Windows 7'yi denmeye davet ediyorum. Aradaki farkları gördükçe bana katılacağınızı düşünüyorum. Ücretsiz deneme sürümünü indirmek için aşağıdaki linke tıklamanız yeterli.
Link : Windows 7 Deneme Sürümü İndir
Var mısın yok musun'da Adriana rüzgarı!
Dünyaca ünle top model Adriana Lima, Var Mısın Yok Musun'a katıldı. İşte yarışmada yaşananlar.
Christina Aguilera ve 50 Cent'in ardından dünyaca ünlü top model Adriana Lima'yı "Var Mısın Yok Musun?"da konuk eden Acun, yine büyük bir işe imzasını atmış oldu.
TÜRKÇE'NİN AZİZLİĞİ!
Acun, Adriana'yı tanıtırken Türkçe'nin azizliğine de uğradı. "2 gündür Adriana ile beraberim!" ifadesini kullanan Acun Ilıcalı :-) , stüdyodaki yarışmacılardan ve konuklardan övgü ve alkış aldı. Bu tavrı gülümseyerek karşılayan Acun Ilıcalı, Adriana Lima'nın Christina Aguilera ve 50 Cent'in katıldığı programları izlediğini anlattı.
ADRIANA, METİN'İ SORMUŞ!
Acun Ilıcalı, Adriana ile yaptıkları sohbetin detaylarına da değindi. Ünlü top modelin eski yarışmacılardan Metin'i sorduğunu belirten Acun, Metin'e hitaben "Seni saniye saniye seyretmiş. Bana "Metin'i bulur musun?" dedi" şeklinde konuştu.
ACUN'DAN SEYİRCİYE TEŞEKKÜR!
Acun Ilıcalı, böyle büyük yıldızları seyircilerin sayesinde getirebildiklerini belirtti ve ekran başındaki izleyicilere yarışmayı izledikleri için teşekkür etti.
ANDRIANA'NIN SEMPATİKLİĞİ!
Acun'un anonsu ile stüdyoya giren Adriana Lima, alkışlar ve tezahüratlardan çok etkilendi. Ön sırada oturan seyircilerle el çırpan, minik bir çocuğu görünce sarılıp öpen Adriana Lima'nın ilk sözleri, "İşte geldik. Bu çok heyecan verici" oldu. Adriana, kendisine yapılan tezahüratların Acun için de yapılmasını isteyince stüdyo bu sefer "Acun, Acun" diye inledi.
KALBİM GÜM GÜM ATIYOR!
Brezilyalı top model Adriana, dün Taksim'e gittiğini ve insanların kendisine gösterdiği ilgiden etkilendiğini belirtti. Heyecanı yüzünden okunan Adriana, "Kalbim güm güm atıyor. Çok heyecanlıyım. Bu sıcak karşılama için teşekkürler. Türkiye'yi seviyorum. Burada olmak çok güzel" dedi. Türk insanını çok sevdiğini ifade eden Adriana Lima, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar sıcak karşılanmadığını ifade etti.
YARIŞMACILARA İSMİ İLE HİTAP ETTİ!
Ünlü top model yarışmacılara ismi ile hitap ederken, güzel telaffuzu ile de dikkat çekti. 8 numaralı kutuyu tercih eden Adriana Lima, kendisine kırmızı gül veren İbrahim'e 'İbo' diye seslendi. Adriana'nın ilk tercihi olan İbrahim'in kutusundan 250 bin TL çıktı. Adriana, rakamın büyüklüğünü görünce "Ayyy!" deyip, başını ellerinin arasına aldı.
SAMBA YAPTI
Adriana Lima, program sırasında samba yapmayı da ihmal etmedi. Çalan müzik eşliğinde uzun topuklu ayakkabılarıyla sahnede samba yapan ünlü top model, bu konudaki yeteneğiyle de izleyenleri büyüledi. Adriana, "Keşke kısa bir elbise giyseydim. Samba okullarındak kıyafetler gibi!" dedi.
ADRIANA NASIL YARIŞTI?
Adriana Lima, ilk başta yüksek rakamlı kutuları seçse de daha sonra mavi kutuları açtırarak Hamdi Bey'den yüksek teklifler aldı. Bu teklifleri de Türkçe olarak 'Yokum' diyerek reddetti. Son dörde 500 bin, 150 bin, 50 ve 100 TL'lik kutularla kalan Adriana, Hamdi Bey'in 60 bin TL'lik teklifine "Yokum!" dedi. Adriana, son iki seçiminde önce 500 bin TL, ardından da 50 TL'yi açtırdı. Son ikiye 150 bin ve 100 TL'lik kutularla kalan ünlü top model, Hamdi Bey'in 75 bin TL'lik teklifini kabul etti. Şayet Lima, önünde duran 8 numaralı kutuyu tercih etmiş olsaydı 100 TL kazanabilecekti. Adriana'nın kazandığı ödül Çocuk Kanserleri Sevgi ve Dayanışma Derneği'ne bağışlandı.
Bu haber alıntıdır. Orjinali için tıklayınız.
Christina Aguilera ve 50 Cent'in ardından dünyaca ünlü top model Adriana Lima'yı "Var Mısın Yok Musun?"da konuk eden Acun, yine büyük bir işe imzasını atmış oldu.
TÜRKÇE'NİN AZİZLİĞİ!
Acun, Adriana'yı tanıtırken Türkçe'nin azizliğine de uğradı. "2 gündür Adriana ile beraberim!" ifadesini kullanan Acun Ilıcalı :-) , stüdyodaki yarışmacılardan ve konuklardan övgü ve alkış aldı. Bu tavrı gülümseyerek karşılayan Acun Ilıcalı, Adriana Lima'nın Christina Aguilera ve 50 Cent'in katıldığı programları izlediğini anlattı.
ADRIANA, METİN'İ SORMUŞ!
Acun Ilıcalı, Adriana ile yaptıkları sohbetin detaylarına da değindi. Ünlü top modelin eski yarışmacılardan Metin'i sorduğunu belirten Acun, Metin'e hitaben "Seni saniye saniye seyretmiş. Bana "Metin'i bulur musun?" dedi" şeklinde konuştu.
ACUN'DAN SEYİRCİYE TEŞEKKÜR!
Acun Ilıcalı, böyle büyük yıldızları seyircilerin sayesinde getirebildiklerini belirtti ve ekran başındaki izleyicilere yarışmayı izledikleri için teşekkür etti.
ANDRIANA'NIN SEMPATİKLİĞİ!
Acun'un anonsu ile stüdyoya giren Adriana Lima, alkışlar ve tezahüratlardan çok etkilendi. Ön sırada oturan seyircilerle el çırpan, minik bir çocuğu görünce sarılıp öpen Adriana Lima'nın ilk sözleri, "İşte geldik. Bu çok heyecan verici" oldu. Adriana, kendisine yapılan tezahüratların Acun için de yapılmasını isteyince stüdyo bu sefer "Acun, Acun" diye inledi.
KALBİM GÜM GÜM ATIYOR!
Brezilyalı top model Adriana, dün Taksim'e gittiğini ve insanların kendisine gösterdiği ilgiden etkilendiğini belirtti. Heyecanı yüzünden okunan Adriana, "Kalbim güm güm atıyor. Çok heyecanlıyım. Bu sıcak karşılama için teşekkürler. Türkiye'yi seviyorum. Burada olmak çok güzel" dedi. Türk insanını çok sevdiğini ifade eden Adriana Lima, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar sıcak karşılanmadığını ifade etti.
YARIŞMACILARA İSMİ İLE HİTAP ETTİ!
Ünlü top model yarışmacılara ismi ile hitap ederken, güzel telaffuzu ile de dikkat çekti. 8 numaralı kutuyu tercih eden Adriana Lima, kendisine kırmızı gül veren İbrahim'e 'İbo' diye seslendi. Adriana'nın ilk tercihi olan İbrahim'in kutusundan 250 bin TL çıktı. Adriana, rakamın büyüklüğünü görünce "Ayyy!" deyip, başını ellerinin arasına aldı.
SAMBA YAPTI
Adriana Lima, program sırasında samba yapmayı da ihmal etmedi. Çalan müzik eşliğinde uzun topuklu ayakkabılarıyla sahnede samba yapan ünlü top model, bu konudaki yeteneğiyle de izleyenleri büyüledi. Adriana, "Keşke kısa bir elbise giyseydim. Samba okullarındak kıyafetler gibi!" dedi.
ADRIANA NASIL YARIŞTI?
Adriana Lima, ilk başta yüksek rakamlı kutuları seçse de daha sonra mavi kutuları açtırarak Hamdi Bey'den yüksek teklifler aldı. Bu teklifleri de Türkçe olarak 'Yokum' diyerek reddetti. Son dörde 500 bin, 150 bin, 50 ve 100 TL'lik kutularla kalan Adriana, Hamdi Bey'in 60 bin TL'lik teklifine "Yokum!" dedi. Adriana, son iki seçiminde önce 500 bin TL, ardından da 50 TL'yi açtırdı. Son ikiye 150 bin ve 100 TL'lik kutularla kalan ünlü top model, Hamdi Bey'in 75 bin TL'lik teklifini kabul etti. Şayet Lima, önünde duran 8 numaralı kutuyu tercih etmiş olsaydı 100 TL kazanabilecekti. Adriana'nın kazandığı ödül Çocuk Kanserleri Sevgi ve Dayanışma Derneği'ne bağışlandı.
Bu haber alıntıdır. Orjinali için tıklayınız.
Pazar, Ocak 25, 2009
Ortalama yaşam süresi 90 sene!
Kafkasya kökenli vatandaşların yaşadığı klasik bir Çerkez köyü olan Mersin’in yayla merkezlerinden Atlılar (Sadiye) köyünde halkın ortalama yaşam süresi 90’ı buluyor.
Mersin il merkezinden 45 dakikada, Adana il merkezinden ise 1.5 saatlik yolculukla ulaşılabilen Toros dağlarının eteğindeki Atlılar köyü, şehir gürültüsünden uzak, sadece büyük ve küçükbaş hayvanların seslerinin duyulabildiği tipik bir Anadolu köyü.
Yaz aylarında 150 olan hane sayısı kış aylarında 50’ye kadar düşen, şu sıralar karlar altındaki görünümüyle eşsiz bir görsellik sunan Atlılar köyünün en büyük özelliği ise, halkın ortalama yaşam süresinin 90’ı bulması.
Yaşlı erkeklerin kahvede toplandığı, kadınların evlerinde bazen pencereden karla kaplı doğayı seyretmekle yetindikleri köye gelen herkes "tanrı misafiri’ olarak kabul ediliyor.
Konuklara kar üstünde mangalda sucuk ekmek servisi yapan köy halkının misafirperverliği, doğanın güzelliğiyle bütünleşiyor. Yaz aylarında yetişen iri taneli kirazları ve küçükbaş hayvancılığıyla tanınan Atlılar’ın muhtarı Bahri Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köy halkının tamamına yakın bölümünün yaşlılardan oluştuğunu, uzun ömürlerinin beslenme alışkanlıkları ve yaşam biçimlerinden kaynaklandığını bildirdi.
Muhtar Yıldırım, köyde ortalama ömür süresinin 90’ı bulmasının gelen konuklar tarafından da hayretle karşılandığını belirterek, "Biz şehirlerin marketlerinde satılan konserveleri, katkı maddeli yoğurt ve sütleri tüketmeyiz.
Köy halkının tamamı sebze ve meyvesini kendi üretir. Bir de buralar yazın serin, kışın da karlı geçer. Soğuk hava da insanın dinç kalmasını sağlıyor. Burada aile ortamında yaşıyoruz. Hiç kimse kimseyle kavga etmez, strese girmez, tam tersi birbirlerinin sorunlarına ortak olur. Bütün bunlar uzun ömürlü olmak için yetiyor" dedi.
Yıldırım, köyün temiz havasının yanı sıra doğal güzelliklerinin de son günlerde yerli turistlerin ilgi odağı olduğunu, özellikle fotoğrafçıların köylerine gelerek günlerce kaldıklarını bildirdi. Yıldırım, köye 3 kilometre mesafede bulunan ve kış aylarında donan göletin de fotoğrafçıların ilgi odağı olduğunu söyledi.
Uzun Yaşamın Sırrı
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer Tetiker ise yaşanılan ortamın, yaşam biçiminin ve beslenme alışkanlıklarının, insanların ortalama yaşam süresini belirleyen en önemli faktörler olduğunu bildirdi. Sahil kentleri ve dağ köylerinin bazılarında diğer köylere oranla ortalama yaşamın uzun olduğuna dikkati çeken Tetiker, "Bu köylerin özelliklerini inceleyip, yaşam süreleriyle bağlantıyı araştırdığımızda hormonsuz gıda tüketimi, bol oksijenli temiz hava, doğal beslenme, et, süt ve yoğurdun katkısız tüketilmesi karşımıza çıkıyor. Bir de bu köylerimizdeki insanlarımız şehirlerin trafik gürültüsü, katkı maddesi bol gıdaları, hava kirliliği, egzoz gazlarının dumanlarından uzak olduklarından ömürlerine adeta ömür katıyorlar" dedi. Tetiker, Atlılar köyünde olduğu gibi geçimi hayvancılık ve tarıma dayalı olan köylülerin yaşam koşulları gereği daha hareketli olduklarını, bahçe ve tarla işleriyle uğraştıklarını, meyve ve sebzelerini doğal ortamda kendilerinin yetiştirdiğini, süt ve yumurta ağırlıklı beslendiklerini belirterek, şöyle devam
etti:
"Biz başta tansiyon ve şeker olmak üzere beslenme ve yaşam koşulunun belirleyici faktör olduğu çeşitli hastalıklar için başvuran hastalarımıza tıpkı köylerde olduğu gibi bol hareketi, doğal beslenmeyi, temiz havayı, stresten uzak durmayı öneriyoruz. Oysa, bütün bu önerilerimiz köylülerimizin yaşam biçimini oluşturuyor. Atlılar köyünün uzun yaşamında genetik faktörlerin de etkili olduğunudüşünüyorum. Çünkü, bu köyün halkı Kafkas kökenli. Kafkaslar’da yaşayanlar dünyada ortalama yaşam ömürleri en uzun kişiler olarak biliniyorlar."
Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Mersin il merkezinden 45 dakikada, Adana il merkezinden ise 1.5 saatlik yolculukla ulaşılabilen Toros dağlarının eteğindeki Atlılar köyü, şehir gürültüsünden uzak, sadece büyük ve küçükbaş hayvanların seslerinin duyulabildiği tipik bir Anadolu köyü.
Yaz aylarında 150 olan hane sayısı kış aylarında 50’ye kadar düşen, şu sıralar karlar altındaki görünümüyle eşsiz bir görsellik sunan Atlılar köyünün en büyük özelliği ise, halkın ortalama yaşam süresinin 90’ı bulması.
Yaşlı erkeklerin kahvede toplandığı, kadınların evlerinde bazen pencereden karla kaplı doğayı seyretmekle yetindikleri köye gelen herkes "tanrı misafiri’ olarak kabul ediliyor.
Konuklara kar üstünde mangalda sucuk ekmek servisi yapan köy halkının misafirperverliği, doğanın güzelliğiyle bütünleşiyor. Yaz aylarında yetişen iri taneli kirazları ve küçükbaş hayvancılığıyla tanınan Atlılar’ın muhtarı Bahri Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köy halkının tamamına yakın bölümünün yaşlılardan oluştuğunu, uzun ömürlerinin beslenme alışkanlıkları ve yaşam biçimlerinden kaynaklandığını bildirdi.
Muhtar Yıldırım, köyde ortalama ömür süresinin 90’ı bulmasının gelen konuklar tarafından da hayretle karşılandığını belirterek, "Biz şehirlerin marketlerinde satılan konserveleri, katkı maddeli yoğurt ve sütleri tüketmeyiz.
Köy halkının tamamı sebze ve meyvesini kendi üretir. Bir de buralar yazın serin, kışın da karlı geçer. Soğuk hava da insanın dinç kalmasını sağlıyor. Burada aile ortamında yaşıyoruz. Hiç kimse kimseyle kavga etmez, strese girmez, tam tersi birbirlerinin sorunlarına ortak olur. Bütün bunlar uzun ömürlü olmak için yetiyor" dedi.
Yıldırım, köyün temiz havasının yanı sıra doğal güzelliklerinin de son günlerde yerli turistlerin ilgi odağı olduğunu, özellikle fotoğrafçıların köylerine gelerek günlerce kaldıklarını bildirdi. Yıldırım, köye 3 kilometre mesafede bulunan ve kış aylarında donan göletin de fotoğrafçıların ilgi odağı olduğunu söyledi.
Uzun Yaşamın Sırrı
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer Tetiker ise yaşanılan ortamın, yaşam biçiminin ve beslenme alışkanlıklarının, insanların ortalama yaşam süresini belirleyen en önemli faktörler olduğunu bildirdi. Sahil kentleri ve dağ köylerinin bazılarında diğer köylere oranla ortalama yaşamın uzun olduğuna dikkati çeken Tetiker, "Bu köylerin özelliklerini inceleyip, yaşam süreleriyle bağlantıyı araştırdığımızda hormonsuz gıda tüketimi, bol oksijenli temiz hava, doğal beslenme, et, süt ve yoğurdun katkısız tüketilmesi karşımıza çıkıyor. Bir de bu köylerimizdeki insanlarımız şehirlerin trafik gürültüsü, katkı maddesi bol gıdaları, hava kirliliği, egzoz gazlarının dumanlarından uzak olduklarından ömürlerine adeta ömür katıyorlar" dedi. Tetiker, Atlılar köyünde olduğu gibi geçimi hayvancılık ve tarıma dayalı olan köylülerin yaşam koşulları gereği daha hareketli olduklarını, bahçe ve tarla işleriyle uğraştıklarını, meyve ve sebzelerini doğal ortamda kendilerinin yetiştirdiğini, süt ve yumurta ağırlıklı beslendiklerini belirterek, şöyle devam
etti:
"Biz başta tansiyon ve şeker olmak üzere beslenme ve yaşam koşulunun belirleyici faktör olduğu çeşitli hastalıklar için başvuran hastalarımıza tıpkı köylerde olduğu gibi bol hareketi, doğal beslenmeyi, temiz havayı, stresten uzak durmayı öneriyoruz. Oysa, bütün bu önerilerimiz köylülerimizin yaşam biçimini oluşturuyor. Atlılar köyünün uzun yaşamında genetik faktörlerin de etkili olduğunudüşünüyorum. Çünkü, bu köyün halkı Kafkas kökenli. Kafkaslar’da yaşayanlar dünyada ortalama yaşam ömürleri en uzun kişiler olarak biliniyorlar."
Bu haber alıtıdır. Orjinaline ulaşmak için tıklayınız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)