Salı, Nisan 13, 2010

Bu kadın bizi seviyor!

Bu haftasonu yine tiyatrodaydım. Uzun zamandır gitmiyordum, farkettim ki pek bir özlemişim. Şimdi hasret gideriyorum işte. Konumuza gelirsek, geçen haftasonu Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi'nde sergilenen "Dona Agata'nın Kaçırılışı" adlı oyunda bol bol güldüm ve bir o kadar da düşündüm.

Oyun 4 kafadarın fakirliklerine çare olarak kaçırdıkları bayan Agata için istedikleri fidye ve bundan sonra gelişen konuları anlatıyor. Oyun 2 perde ve hakikaten izlediğiniz her dakikaya değiyor. Oyunda öne çıkan taşlamalar zengin ve kültürlü Dünya'ya yapılıyor. Her türlü imkana sahip olmalarına rağmen sevgiden yoksun olan bu kesimin ihtiyaç duyduğu sevgiyi fakir ama mutlu olan kişilerde yakalaması örneklendiriliyor.

Dona Agata'yı canlandıran Füsun Masri ve "Şair" rolündeki Rüçhan Gürel oyunculuklarıyla göz doldurdular. Uzun lafın kısası herkesin izlemesi ve eğlenmesi gereken bir oyun "Dona Agata'nın Kaçırılışı".

Şimdi bir de oyundan karelere bakalım;

Oyundan kareler; meraklı komşularını evde bulunan halının hikayesine inandırmaya çalışan 2 kafadar...

Oyundan kareler; dört kafadar Dona Agata'ya ne yapacakları konusunda tartışıyor...

Ne alemdeyim, bilmiyorum?

Tez, toplantılar, KOSGEB, seminerler, paneller derken hayatım İzmir - Urla - İYTE arasında bir sürünüşe dönüşmüş durumda. Cidden tükenmek üzereyim ama inançlıyım bunlarda geçecek bir gün.

Bu hafta KOSGEB yok o yüzden biraz olsun soluklanıyorum denebilir. Bu arayı Bursa'ya giderek değerlendireyim dedim kendimce. Bu arada tiyatro maceralarım da devam ediyor. Geçen hafta cumartesi Karşıyaka'daydım. En kısa zamanda sizlere yazacağım bu oyunu da. Mesela 10 dk sonra. :)

Artık son demlerimi yaşıyorum İzmir'de, en azından şimdilik planlarım bu yönde. Bu yüzden bir işe koyuldum ve İzmir'i fotoğraflamaya çalışıyorum hatıra olması babında. Hiç üşenmeden anı yakalamak için çaba harcıyorum. Her adımda duruyor ve güzel olanı yakalamaya çalışıyorum. Aşağıda bir örnek koyacağım sizlere, bakalım hoşunuza gidecek mi? Profosyonel olarak hiçbir iddaamın olmadığını da belirteyim bu arada. Amaç sadece anı yaratmak.


Benden bu kadar şimdilik. Bunu bile nasıl yazabildim bilemiyorum. Bu arada son bir haber benden, yakında Erasmus ve tez konularım hakkında daha çok yazacağım buraya. Artık insanların sorularına birer "blog" linki atarak cevap vermek güzel olacak gibi gözüküyor.

facebook'ta paylaş!